6 Ekim 1973, Ramazan’ın 10’u, Musevilerin Yom Kippur (yevm el-gufran, arınma günü) dedikleri, 25 saat yemeyip-içmeyip, hatta yıkanmayıp bir tür ibadetle Yaradan’dan af diledikleri) güne denk geliyordu. Mısır ve Suriye, daha doğrusu ikisinin hem askeri hem sivil liderleri Enver Sedat ile Hafız Esat, arkalarına 13 ülkenin desteğini alarak, 1967 Savaşı’nda İsrail’e kaptırdıkları Sina ve Golan Tepelerini geri almak (ve tabii İsrail’e iyi bir ceza vermek) üzere saldırıya geçti.Saldırıyı izleyen günlerde İsrail’in bakanlar kurulu ve diğer dairelerinin belge ve tutanaklarındaki gizlilik üç hafta önce kaldırıldı; uluslararası uzmanlar ve İsrailli tarihçiler de bu belgeler üzerindeki ilk tahlillerini yayınlamaya başladı. Meğer İsrail, Suriye-Mısır iş birliği görüşmelerini sanki Tel Aviv’de bir meydanda yapılıyormuşçasına gün be gün, bırakın günü haftayı, saat be saat izliyormuş. Ama yine de Başbakan Golda Meir çok hayrete düşmüş. 1967 Savaşı’ndaki beceriksizliklerinden sonra Arap liderlerin tekrar saldıracaklarını, kaybettikleri toprakları tekrar kazanmak isteyeceklerini biliyormuş ama “Arapların tekrar ortak hareket edebileceklerine” inanmıyormuş. İsrail’in kuzey ve güney kuvvetlerinin...