Türkiye 2013’ten bu yana ağır çekim bir darbe döneminin içindeydi. Bu köşede defalarca okudunuz bunu. 2002’den bu yana gerçekleştirilen sessiz devrim, 2013’ten itibaren Türkiye, dış güçler ve içerideki işbirlikçiler eliyle ağır çekim bir darbe döngüsüne sokulmaya çalışıldı. Bu millet üç yıldır varıyla yoğuyla Gezi kalkışmasına, 17-25 Aralık FETÖ darbe girişimine, PKK terörüne karşı birlik içinde ve büyük bir sabırla karşı koydu.
Milleti bölüp parçalamak, demokrasiye, siyasete güveni azaltmak ve Türkiye’yi müdahaleye açık hale getirmek isteyen sözde müttefikimiz olan ülkeler FETÖ’yü ve PKK-PYD’yi Türkiye’nin üzerine saldılar.
Darbenin her türlüsünü denediler anlayacağınız. 28 Şubat post modern darbesini, e-muhtırayı, yargı emniyet darbesini, sokak hareketlerini, terör örgütünü üzerimize salmayı. Hiçbirini başaramadılar. Ve sonunda tıpkı uçurumdan atladığının farkında olmayan Haşhasiler gibi 12 Eylül benzeri bir darbeye yeltendiler.
Ordu içinde cuntalaşmış FETÖ bu kalkışma ile kendi sonunu daha da hızlandırmış ve Allah’ın izniyle idam fermanını imzalamıştır.
Millet darbeyi bastırdı
İstanbul, Ankara, Gaziantep, Antalya, Rize, Malatya, Sakarya, Diyarbakır, Edirne, Urfa, Erzurum... 81 il, 78 milyon geceyi ayakta geçirdi.