Geçtiğimiz hafta Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı’nın (SETA) Washinton DC’deki yıllık toplantısını izleme imkanım oldu. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Dr. İbrahim Kalın’ın ana konuşmacı olarak katıldığı toplantıda 7 Haziran seçimleri ve demokrasi, Ortadoğu’daki kaos ve Türkiye ve ABD Türkiye ilişkileri başlıklarından oluşan üç oturum gerçekleştirildi.
ABD siyasetinde önemli bir yere sahip olan lobicilerin ev think tank’lerin muhitinde gerçekleşen toplantıda Gülen örgütünün Washington temsilcileri de hazırdırlar. Provokasyona, ABD ve Türkiye medyasına servis edecek spotların çıkmasına zemin hazırlayacak soruları sormak için de sıraya girmişlerdi. Onları muhatap alıp sorularını cevaplayan olmadı o ayrı ama “Türkiye IŞİD’e yardım ediyor, ne diyorsunuz?” sorusunu hala sorabilecek kadar alçaldıklarını ve yalan üzerine kurulu bir paralel evrende yaşadıklarını göstermiş oldular.
Toplantıda kimse suratlarına bakmadı, geldikleri gibi gittiler.
***
Bu ayrı mevzu ama 17-25 Aralık’tan çok önce Türkiye aleyhine çalışmaya başlamışlar oralarda. Amerikalılara AK Parti’nin radikal İslamcı-İrancı aynı anda El Kaideci olduğu yalanını da satmaya başlayalı çok oluyor yani. Davos ve Mavi Marmara’dan sonra onlar da Türkiye’yi eskisi gibi görmedikleri için tezler de kısmen birbirini desteklemiş. Bir ihanet çetesi olarak Gülencilerin ABD ile olan ilişkilerinin Türkiye karşıtı bir yola girme serüveni de böyle böyle şekillenmiş.
Gezi ve 17-25 Aralık başarısız kalınca, ardından gerçekleşen iki seçimde de AK Parti, Gezi ve 17 Aralık’ı toplum nezdinde mahkum ettiren sonuçlar alınca doğrusu keyifleri kaçtı.
Giderek gözden düşmeye başladılar.