Türkiye’de Anayasa Mahkemesi dahil pek çok kamu kurumu, teşkil edilme amacı itibariyle siyasi iktidarın şerikleri olarak iş görmüştür.
Bürokratik vesayetin sivil görünümlü ayakları, milli iradenin boyun bağı olmuşlardır.
Kamu kurumu niteliğindeki meslek odaları da her daim bu misyonla hareket etmiş, zorunlu üyelik gerektiren bu odalar üyelerinin mesleki sorunları, özlük hakları, ruhsatlandırma ya da disiplin işleri gibi asli vazifeleriyle ilgilenmek yerine belli bir kesimin ideolojik mevzisi olmuş ve üyelerinin çeşitliliğini gözardı ederek hepsi adına dar bir gurubun marjinal görüşlerini açıklamaktan ve siyasete parmak sallamaktan geri durmamıştır.
Son olarak Ankara Barosu, eşcinselliğin günah olduğunu söyleyen Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’a “Çağlar öncesinden gelen ses” diyerek İslam inancına mensup herkesi tahkir eden bir açıklama yapmıştır.
Mevcut yasa gereği Ankara Barosuna kayıtlı avukatların acaba ne kadarını