Günlerdir Halep’in Haleplilerden boşaltılmasının haberlerini izliyoruz. Rusya ile Türkiye arasında varılan anlaşmaya rağmen rejimin milis güçlerinin tahliye sürecini defalarca sabote ettiği görülüyor. Havadan ve karadan sıkıştırılan Doğu Halep’te hastaneler, çocuk yuvaları, okullar ne varsa bombalandı. Binden fazla insan, dünyanın gözü önünde katledildi. Şimdi bir hayat koridoru açıldı, İran ve Esed buna da hücum ediyor.
Halepli çocuklar bindirildikleri otobüslerin soğuktan buğulanmış camlarına “Bir gün geri döneceğiz” diye yazmış. Deraa’da duvarlara “Rejim er geç yıkılacak” diye yazan ve bedelini canıyla ödeyen o çocuklar işte bunlar da.Üşümüş parmaklarıyla buğulanmış camlara “Bir gün geri döneceğiz” yazan çocuklar, Esed’in kabusu olmaya devam edecekler.
Halep’i onlardan kimse geri alamayacak. Ve Esed Suriyeli çocukları tümden yok etmediği müddetçe, koltuğunda oturmaya devam edemeyecek.
Esed ve müttefiklerinin katliamını “Halep’in kurtuluşu” diyerek kutlayanlar var. Bombardıman altında kalan Halep halkına DEAŞ muamelesi yapanlar, İran milislerinin yanına asker yazılanlar... Halep’in direnişini selamlayanlara utanmadan mezhepçi yaftası yapıştırıyorlar.
Sosyal medya çok iyi çalışıyor yine, gerçeği çarpıtmak için her yol deneniyor, kuşatma altından haber geçen gençlerin videolarına “prodüksiyon” muamelesi yapılıyor, Bana’nın annesinin yardımıyla attığı İngilizce mesajlarla dalga geçiliyor.
Bin 400 yıldır başına bir hal gelmemiş olan Seyyide Zeynep’in türbesini koruyacağız yalanıyla beyinleri uyuşturulmuş milislerin bir Haçlı iştahıyla yaptığı saldırıları alkışlanıyor.
İslam İşbirliği Teşkilatı 10 gün sonraya acil toplanma çağsısında bulunuyor. Arap Ligi denilen Mübarek artığı yapı İran’ın ağzıyla konuşuyor. Sisi, Esed’e asker gönderiyor. İhvan’ı düşman belleyerek Arap baharının belini kıran Suudi Arabistan, günahının vebaliyle boğuşuyor.
Ümmetin derdiyle yine bir tek Türkiye dertleniyor.
***