Ertuğrul Özkök, fırsatçılık konusunda kimsenin eline su dökemeyeceği biri. Dünkü yazısında, sosyal medyada bana yönelen linç kampanyası fırsatını kaçırmayıp sağa sola dökülen kemikleri toplamış ve bir yazı çırpıştırmış.
Yazıya attığı başlık şu: “Halime’ye kızmayın alt tarafı sadece çocuğunu verecekmiş.”
Gazete yazarı değil de twitter denen gayya kuyusunun baş trolü sanırsınız; seviye yerlerde...
Devamında, 2012’de attığım bir tweeti, yumurta kafalı trollerin bile yapmadıkları şekilde çarpıtıp alıntılamış. “Cemaat okullarına güvenim tam” diye bana ait olmayan bir ifadeyi yazısına yerleştirip aklı sıra bana “Ben sadece çocuğumu verdim siz ülkeyi verdiniz” dedirtecek. “Sana saldıranlara karşı kendini böyle savun diyor” yani.
Şahsıma dönük bir kampanyaya odun taşıyor olmasa hiç lüzumlu görmez, mevzu dahi etmezdim. Ancak içinden geçtiğimiz dönem, haysiyet cellatlığının alıp başını gittiği, memleketin en önemli konusunun şahsi hesapları görmeye vesile kılındığı bir dönem.
Öncelikle şu işin aslı nedir ona bir bakalım.
Bir haftadır linç ediliyorum. Hoş Gezi kalkışmasından bu yana FETÖ’cüsünden, Kemalistine, PKK’lısından sözde solcusuna... alayı birden zaten saldırıda.