HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş seçimini yaptı aslında; 7
Haziran seçimlerine giderken içinden çıktığı Kürt halkının
ızdırabından yana değil İstanbul’un mutena muhitlerinin
ayrıcalıklarını yitirmiş solcularından yana bir seçim oldu bu.
Demirtaş bir seçim daha yaptı; üç nevruzdur “silah miadını
doldurdu, devir siyasi mücadele devridir” diyen Abdullah Öcalan’dan
yana değil, varlıklı ‘loser’ solcuların da bel bağladığı PKK’nın
şahinlerinden yana bir seçim
yaptı.
Demirtaş yaptığı bu seçimlerin yol açtığı çelişkinin içinde kıvranmak durumunda. Bu yüzden de ha bire çevir kazı yanmasın misali içine düştüğü çelişkiyinin faturasını hükümete çıkartarak örtmeye çalışıyor. Ehh zaten saf tuttuğu bloğun tek ideolojisi var o da “Erdoğan’ı başkan yaptırmamak”. Demirtaş’a düşen de partisine barajı geçirterek AK Parti’nin milletvekili sayısını referendum imkanını ortadan kaldıracak orana indirmek.
Lakin çelişki bununla bitmiyor; hem yeri geldi mi PKK’nın şahin kanadıyla ve PKK’ya silah bırakma çağrısı yapan sözde Türkiyeli aydınlarla kol kola gireceksin hem de o silahın filmin bir yerinde patlamayacağını garanti edeceksin!
Olmuyor, olamıyor, şiddeti samimiyetle ve kesin bir dille reddetmeyince, eli silahtan tümden çekmeyince illa ki şeytan dolduruyor!