Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2.5 yıllık ayrılıktan sonra partisine geri dönüşünü "Partime, yuvama, sevdama, aşkıma dönüyorum" sözleriyle ifade etti. "Bu bir veda değil, yeni bir başlangıçtır, hatime değil fatihadır" diyerek Başbakanlıktan ayrılıp Cumhurbaşkanlığına adaylığını açıklamıştı. O gün bu gündür şahsına yönelik negatif bir algı kampanyası yürütülüyor. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nden bindiği uçağa kadar her şey üzerinden itham edildi. Sanki bu ülkenin seçilmiş cumhurbaşkanı değil de o koltuğu gaspetmiş bir kişi muamelesine tabi tutuldu.
O ise saldırıların dört koldan devam ettiği bir vasatta "tarafsızlık konforuna" sığınmadan siyasi mücadeleyi yükseltti. "Anayasal yetkilerimi sonuna kadar kullanırım ama teamüllere uymak zorunda değilim, koşan terleyen bir cumhurbaşkanı olacağım" diyerek çıktığı bu yolda Türkiye'yi Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne taşıdı.
Bu aynı zamanda CHP'nin 2007'de bir yargısal aktivizm örneği olarak aldırdığı 367 kararının bizi taşıdığı hayırlı bir sonuç. O dönem Türkiye'nin içine çekildiği siyasi krizi yine halk çözmüş, yapılan referandumdan Cumhurbaşkanını halkın seçmesi kararı çıkmıştı.