Bu tespit Başbakan Ahmet Davutoğlu’na ait.. Gezi kalkışması ve 17-25 Aralık darbe girişimlerinin ardından gerçekleştirilen Kazlıçeşme, Yenikapı ve Maltepe mitinglerinden sonra herkesin merak ettiği İstanbul mitinginde söyledi; Türkiye’nin “ruhsuz dünyanın ruhu” olduğuna işaret eden bu sözü.
Dış politikada da toplumun ve vicdanının sesine kulak vererek hareket ettiğinden ve ‘reel politik’in sığ ama ‘iş yapan’ kararlarına hapsolmamayı tercih ettiğinden beri Türkiye bir cendere içine sokulmaya çalışılıyor.
Kendi çıkarları doğrultusunda yön değiştiren ABD’ye uyup rotasını kırmadığı, Mısır ve Suriye konusunda ABD’nin dümen suyuna girmediği için yalnızlaşmakla itham ediliyor Türkiye. Dış politikadaki muhataplarından çok iç politikadaki muarızları tarafından bu argümanlarla hedefe oturtuluyor.
Mursi ve İhvan’ın önde gelenleri hakkında Sisi yönetiminin verdiği idam kararı bir kez daha hatırlattı bu ruhsuz dünyanın bir ruha ihtiyacı olduğunu. Ve bu zulmü ayakta tutanların, diktatörleri, canileri, darbeleri meşrulaştıranların, “darbeler kötü tabi ama...” diye başlayan cümleler kuranlar olduğunu.