2013 Ağustos'unda Esed, Doğu Guta'da çoğu kadın ve çocuk 1188 sivili klor ve sarin gazıyla öldürmüştü. Vücutlarında ateşli silah yarası olmaksızın yani kimyasal bir saldırı sonucu öldürüldükleri uluslararası raporlarda da kayıt altına alınmıştı.
Dönemin ABD Başkanı Obama ve Dışişleri Bakanı Kerry "Kimyasal silah kırmızı çizgimizdir" derken yaşanmıştı o katliam. Tek seferde 1188 kişiyi katlettikten sonra da defalarca kimyasal silah kullanıldı Suriye'de. BM raporları "bu silahların rejim tarafından kullanıldığına dair güçlü şüphelerin olduğunu" kaydetti. Fakat Rusya, Esed'in kimyasal silahları ülke dışına çıkaracağına kefil oldu ve o kefaletle Suriye'deki gücünü sağlamlaştırdı. O kefaletten sonra Suriye muhalefeti naçar bırakıldı. O kefaletten sonra "DEAŞ ve PKK'nın savaştırılması" konsepti gündeme geldi ve Suriye meselesi artık diktatör Esed'e karşı bir 'isyan' hareketi olmaktan çıkartılarak "DEAŞ ile mücadele"ye indirgendi. Konvansiyonel silahlarla yüz binlerce Suriyeli öldürüldü. Kimyasal silaha bile duyarsızlaşmışken, balistik füzeyle, varil bombasıyla öldürülen çocuklar için mi harekete geçecekti dünya?