Bundan 15-20 yıl önce AK Parti'ye yöneltilen niyet okumalı soruların merkezinde 'demokrasi' olurdu. AK Parti ve öncülü Refah Partisi, demokrasiden imtihana çekilir, sandık ve seçimden gayrı hiçbir şeyi siyaseten meşru gönmeyen Milli Görüş çizgisi mütemadiyen demokrasiyi içselleştirmemekle itham edilirdi.
Üstelik bu ithamın sahipleri, 'apoletliler' karşısında topuk selamı veren CHP'lilerdi. Onların üniversite, basın ve sendikalardaki uzantılarıydı.
Aradan geçen zaman AK Parti'ye karşı sınıfsal dışlayıcılığı değiştirmedi. Hatta yeni kriterler, yeni imtihan soruları eklendi listeye.
Örneğin artık AK Parti ve siyasette temsil ettiği sosyoloji, LGBT'yi savunup savunmamakla sınanıyor.
LGBT bireyleri tasvip etmediğini, bunu bir hastalık olarak gördüğünü söylemek fikir özgürlüğüne bile girmiyor. Hemen homofobik etiketi yiyorsunuz.
Başörtülü kadınlara seçme hakkı tanımayan, eğitim almalarını, meslek sahibi olmalarını engelleyen bir karanlık zihni