İstanbul bir Ramazan gününe bombalı terör saldırısıyla uyandı. PKK, bir yıl önce bu günlerde terör için düğmeye basmıştı. Seçim sonuçları Ak Parti’nin tek başına hükümet kurmasına imkân vermeyecek bir Meclis aritmetik ortaya koymuştu ve bu, PKK tarafından terör saldırıları için elverişli ortam olarak değerlendirildi. Saldırıyı ilk paylaşanlara, “devlet Kürtleri katlediyor” zehrini akıtarak dolaşanların sus pusluğuna ve PKK terörünü “cemre düştü, bahar geldi” diyerek kutlayanların neşesine bakınca faili tahmin etmek de zor olmuyor. PKK’nın Şırnak’ta, Nusaybin’de bozguna uğratıldığı, “öz yönetim” ilanlarının pratiği olarak açtığı çukurlara gömüldüğü, teröristleri kırsala çekmeye, çıkamayanları sivil diye kakalamaya çalıştığı sırada İstanbul’da, İstanbul Üniversitesi yakınında bombalı bir saldırı gerçekleştirildi. “Verilmek istenen mesaj, saldırının hedefi ne?” gibi anlamsız sorular sormaya gerek yok sanırım. Terörün, elinden gelen maksimum zararı vermek dışında bir amacı yok. Artık sadece Türkiye’den değil spesifik olarak Kürtlerden de intikam almak istiyor PKK. Çünkü Kürtleri de kaybetti.