1995 senesiydi, gecenin üçünde kalabalık bir grup Fatih Camii'nin avlusunda toplanmıştık. Bosna savaşının en şiddetli dönemiydi. Her gün kötü haberler geliyordu. Serebrenitsa katliamı günleri... Acının ve çaresizliğin kelimelere dökülemediği zamanlar... Birleşmiş Milletler'in ve NATO'nun gözetiminde Müslüman Bosna halkı soykırıma uğruyordu. Cami avlularında toplanıp sesimizi duyurmaya çalışıyorduk. Avrupa'nın ortasında 21. yüzyılda yeni bir soykırım yaşanıyordu ve dünyanın umurunda değildi bu.
Daha kötüsü ne olabilir değil mi? Daha kötüsü oluyordu; Bosnalı kadınlar, genç kızlar Sırp canilerinin tecavüzüne uğruyor, o vahşeti yaşamamak için canlarına kıyıyordu.
***
Tecavüzün savaş silahına dönüştüğü Bosna'dan s