Trol ordularını sevk ve idare edebilmeyi çok iyi beceriyorlar. Fakat İstanbul ellerinde her geçen gün çirkinleşiyor.
Sadece beceriksizlik sorunu değil bu bence.
İstanbul'un kaynaklarını İstanbul'a harcamak yerine başka şeyler yapıyorlar.
İstanbul, bakanlıkların bütçelerinden daha büyük bir bütçeye sahip. Her öğün Kahraman'da balık yeseler, her tatil İsviçre'ye kayağa gitseler yine bitmez.
Lakin çok ortaklı bir şirket durumunda şu anda İBB. İYİ Parti ve HDP'nin Cumhurbaşkanlığında kimi destekleyeceğinin de İBB bütçesiyle doğrudan alakası var.
Üst geçitlerdeki alınlıklara şu kadar süt dağıttık, su kadar kreş açtık yazarak İstanbullunun gözünü boyamaya çalışıyorlar. Eskiden lafı bile edilmeyen bu işlere ayrılan bütçeden fazlası reklamları için sarfediliyor.
İstanbullular olarak bizden alınan para ve devlet bütçesinden İstanbul'a ayrılan pay, Ekrem İmamoğlu'nun PR'ına harcanıyor, hissedarlarına pay ediliyor.
At kurtul, sat kurtul, ver kurtul, kes kurtul!
CHP İBB'yi işte böyle yönetiyor.
Adalardaki atları sağa sola vererek kurtuldular. Bir tanesini pudralayıp reklam yüzüne çevirdiler, tüm atlara biz böyle bakıyoruz algısı oluşturmak için. Kalan 1200'den fazla at meçhule karıştı. Muhtemelen şimdiye tamamı ölmüştür.
Kim bakacak o kadar ata? Veteriner hizmetlerine ve yemine ayıracak para ile kaç reklam filmi çekilir bir düşünün!
İstanbul'daki sokak hayvanların kısırlaştırılma oranları bile yarıdan aza indi İmamoğlu döneminde. Kim uğraşacak sokak hayvanlarıyla? İBB'ye ait barınaklar ise adeta toplu mezara döndü bu dönemde