Kemal Kılıçdaroğlu şehit cenazelerinde protesto ediliyor. Fakat kendisi başına gelene neyin sebep olduğunu anlamaya çalışmak yerine uzunca bir süredir yaptığı gibi gerilim yaratıcı söylem ve pratiklere başvuruyor.
PKK’nın Vezneciler’de 11 kişiyi katlettiği hain saldırının akşamında Kılıçdaroğlu CNN ekranında, kendisini dinleyenleri hayrete sevk eden o cümleyi kurdu; “Biz hiç ayrım yapmadık, hapishanedeki PKK’lıları da, DHKP-C’lileri de kader kurbanlarını da ziyaret ettik” dedi.
Bu vesileyle öğrendik ki CHP, 2016 yılında, terör eyleminde bulunmaktan ve terör örgütüyle ilişkili suçlardan hapis yatan 81 kişiyi hapishanede ziyaret etmiş. Belki sigara, temiz çamaşır falan götürmüş. Bu bilgi Adalet Bakanlığı’nda bulunmasına rağmen Kılıçdaroğlu PKK’lıları ziyaret ettiğini itiraf ettikten sonra paylaşıldı.
Her gün şehit cenazeleri gelirken, hemen aynı gün İstanbul’un en merkezi yerinde PKK 11 can almışken bu tür ziyaretlerin toplumda nasıl bir etki yaratacağını tahmin edemiyor olabilir mi Kemal Kılıçdaroğlu? Hadi gitti, üstüne bir de marifetmiş gibi bunu TV ekranında ilan etmesi ne anlama geliyor?
Bunun kendisini toplum vicdanında mahkum ettirecek bir ifşaat olduğunu aklı mı kesmedi? Yoksa zaten uygulayageldiği toplumu zıvanadan çıkarma stratejisinin bir parçası mı bütün bunlar?
Yumurtalı terör eylemi!
Sorunun cevabı Kılıçdaroğlu’nun bu ifşaatının akabinde yaptıkları ve söylediklerinde saklı.
Kılıçdaroğlu ertesi gün söz konusu yayını yaptığı gün PKK’nın şehit ettiği polislerin cenazesine gitti. Fatih Camii’ndeki cenaze sırasında şehidin dayısı tarafından önüne boş bir kovan atılarak protesto edildi.
CHP’ye yakın medya, şehidin dayısını “provokatör” olarak niteledi. Şehidin dayısıyla Başbakan Binali Yıldırım’ın taziye için yaptığı konuşmayı ise “Binali Yıldırım talimat verdi” şeklinde haberleştirdi.