Siyaset ve sosyoloji arasındaki bağ koptu mu devletin güç aygıtlarına yakınsanız jakobenleşir ve varlığınızı idame ettirmek için vesayet araçlarına muhtaç hale gelirsiniz. Onlar da kifayet etmeyince darbe yapmaya kalkışırsınız. Türkiye'nin çok partili hayata geçtikten sonraki tarihi böyledir.
Topluma yabancılaşmışsanız, çoğunluğun ahvalinden bihaberseniz, sözünüzün oralarda bir karşılığının olmadığını göremiyorsanız yahut geniş toplum kesimlerinin beklentilerini karşılayacak bir vizyonunuz yoksa sekterleşir ve marjinal aktörlere dönersiniz. Böyle yapıların katı ideolojik tutkalları varsa yahut etnik ve mezhebi kırmızı elmalarla hareket ediyorlarsa, şiddete meyletmeleri, dolayısıyla dışarıdan yönlendirmeye açık hale gelmeleri, taşeron örgütlere, başka ülkelerin istihbarat aparatlarına dönüşmeleri de olasıdır.
Nitekim şu an Türkiye'nin mücadele ettiği yapıların neredeyse tamamında bu seyir ve hastalık söz konusudur.
Peki sorunlarımızın kalıcı çözümü için ne yapmamız gerekir? Jakobenizmin siyasetin her an hortlayan bir yüzü olmaması, kimlik siyasetinin seyrelmesi, siyasetin merkezinin güçlenmesi için 16 Nisan'daki sistem değişikliği çok önemli imkanlar sunuyor.