Anayasa görüşmeleri başladığı günden beri ana muhalefet partisinin taktiği, tıpkı komisyonda olduğu gibi süreci tıkamak, Meclis’i çalışamaz hale getirmek ve demokratik meşruiyeti yumruklamak, tekmelemek.
Ortaya çıkan görüntüler Meclis’te yaratılan yüksek gerilimin topluma da ihraç edilmek istendiğini çok açık şekilde ortaya koyuyor.Görüşmelerin ilk gününde Başbakan Binali Yıldırım ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun muhalefet kulisinde çaylarını yudumlarken verdikleri neşeli pozu unutturmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Anayasa oylamasının meşru demokratik süreç içinde cereyan ettiği gerçeğini şiddet üreterek gölgelemek istiyorlar.
AK Parti ve MHP’nin isteği kısmi bir anayasa değişikliğidir. Evet, önemli bir değişikliktir. Koalisyon dönemlerini tümden ortadan kaldıracak, yasama ve yürütmeyi kendi içinde güçlendirecek radikal bir değişiklikten söz ediyoruz. Ama bunun nasıl yapılacağıyla ilgili usullerin hepsi anayasada tanımlıdır. Anayasa değişikliği için 330 milletvekili oyu artı referandum yahut 367 milletvekili oyu anayasal bir gerekliliktir. Herhangi bir parti, bu gerekliliği sağlayabildiği takdirde anayasada değişiklik yapabilir. Nitekim 82 Anayasası bu usulle defalarca değişikliğe uğramıştır.
Muhalefetin itirazı, usulün kendisine ise bunu açıkça söylemesi gerekmektedir. Zira bunun anlamı, Meclis’e anayasayı değiştirme yetkisi vermemektir.