İki hafta önce Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın’ın Açık Görüş için yazdığı yazıda vardı; okullardaki ikili sistemin (sabahçı-öğlenci) bitmeye yakın olduğu, derslik, okul ve öğretmen sayısındaki artışla birlikte tam gün sistemine geçişe az kaldığı bilgisi. Önceki gün de Başbakan Binali Yıldırım bunu teyid etti.
Eğitim sistemiyle ilgili yapılması gereken çok şey var. Ama iyileştirmek için azami gayret sarf edildiğini kabul etmek lazım.
Dershanelerin kaldırılması en önemli adımdı. Süreci hatırlayın; ne büyük kıyamet kopmuştu. Bugün FETÖ için “Allah bunların belasını versin” diyen medya organları o dönemde dershanelerin kapatılmaması için elinden geleni yapmıştı. Dershanelerin FETÖ’ye haşhaşi yetiştirme merkezi olarak kullanıldığını bilmelerine rağmen üstelik...
Dershane tartışmasından bugüne eğitim sisteminde ciddi yapısal değişiklikler oldu. Hem MEB kadrolarının bu yapıdan arındırılması hem de okulların eğitimin asli unsuru olarak yeniden konumlandırılması ve eğitim kalitesinin artırılması konularında epey yol alındı.
Ama tüm bu iyileştirmeler ve FETÖ’den arındırma faaliyetleri sırasında MEB yine hedefte. İmam Hatiplerin sayısından, proje okullara öğretmen alımına kadar pek çok şey eleştiri konusu yapıldı. Bir takım marjinal gruplar bazı liseler üzerinden provokasyona dahi kalkıştı.