İstanbul tek başına çok sayıda ülkeden daha büyük bir nüfusa sahip. Keza ekonomik büyüklüğü de öyle.
Böyle bir şehri idare etmek, kaynakları etkili kullanmayı, çarkı döndüren dişlilerin fasılasız çalışmasını temin edebilmeyi gerektiriyor.
En ufak bir ihmal, azıcık göz yorgunluğu bile öngörülemeyecek büyüklükte sorunlara yol açabiliyor.
İçme suyundan ulaşıma sayısız kalemden bahsediyoruz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçimi kazandığı 1994’ten bu yana, İstanbul’da giderek gelişen ve tıkır tıkır işleyen bir düzen kuruldu.
“Haftanın iki günü çeşmelerden su akıtacağız” diye seçim vaadinde bulunulan, en temel ihtiyaçların dahi aksadığı, havası kirli, sokakları çöplük olmuş, suları akmayan bir şehirdi İstanbul.