Cumhurbaşkanı Erdoğan, Teröre Karşı Tek Ses mitinginde “ruhsuz mankurtlar” dedi.
Mankurt olmanın alameti farikasıdır ruhsuz olmak, sevgisiz, fikirsiz, tarihsiz, ülküsüz olmak... İnsanı insan yapan ve ona içinde yaşadığı toplumuna karşı sorumluluklarını hatırlatan her türlü yetisinin yok edilmesi durumudur mankurtlaşma.
Dar bir topluluğun çıkarlarını toplumun geneline teşmil edeceğini zannederler, bu mankurt düzenini kuranlar. Bu bazen ulu-Türkçülük olur bazen geç kalmış bir Kürt-ulusalcılığı. Her şekilde böler ve parçalar. Fikirlere giydirilmiş bir deri elbisedir. Cemil Meriç’in kastettiği deli gömleğinden bin beterdir yani.
Halihazırda pek çok ideolojinin de yeşerdiği zemindir.
***
Kardeşlik hukukunun her şeyin üstünde olduğunu, kavga etse de kardeşin kardeşe üstün olmadığını ve nihayet kardeş olduğumuzu unutmamızı istiyorlar. Sonra da “anayasal eşit vatandaşlık” gibi kağıt üstünde tanımlanan, girilebilir çıkılabilir bir kimlikle iktifa etmemiz gerektiğini salıveriyorlar.
Çünkü bunun bir adım ötesi Kürtleri de kimilerinin mahkum edildiği “Türkçülük” belasına mahkum etmek, Kürtçülüğün dar sularında yeterince yüzdükten sonra Türk ve Kürt diyerek ayrıştırmak, ver kurtul-ayrıl kurtul demek daha kolay olsun.
***
Bu topraklarda İslam aşısıyla kardeş olmuş, tek milet olmuş, etnik kimliğini İslam oluşunun önüne geçirmemiş halkları “halkların kardeşliği” söylemleriyle mankurtlaştırmaya çalışanların amacı, Kürtleri sadece Türkiye’den vazgeçmeye, Kürtleri kardeşlerinden vazgeçmeye zorlamak değil; Kürtleri Kürdistan’dan da vazgeçirmek.
Bugün dost gözüküp sağdan yanaşanlar yarın bir gün vakti geldiğinde Kürtlere de emperyalizmin soğuk yüzünü göstermeye hazırlanıyorlar.