Devrimlerden hiç hazzetmem. Demokratikleşme ile sonuçlanan bir devrim olmamıştır. Amerika'yı örnek verirler ama o da ne devrimdir ne de gerçek anlamda demokrasi. Yerlilerin topraklarını istila eden kolonilerin geliştirdikleri sisteme demokrasinin kamil hali diye övecek değiliz. Üstelik siyahlara karşı uygulanan ayrımcılık hala devam ediyorken.
Fransız devriminin ise demokrasi ya da halkların eşitliği ilkesini yaygınlaştırdığını değil, milliyetçiliği yeni tip sömürgeleştirmenin bir aracına dönüştürdüğünü Batı'nın namuslu düşünürleri de teslim ediyor.
Devrimlerle darbelerin kardeş olduğunu söylersek çok da abartmış olmayız.
Toplumsal gelişmelere bakarken ihtiyatı elden bırakmamak gerek yani. Kitleler harekete geçti mi bir kere bir de arkada da neyin ittirdiğine, sonrasında ortaya çıkan çatışmaları neyin ya da kimin kışkırttığına bakmak gerekir. Demokrasi kavramının özellikle de bizim bölgemiz söz konusu olduğunda bir işgal aparatına dönüşmüş olduğunu düş