Bugüne kadar Batı rejimleri, sorunlarını çözmüş, iyi yönetim için gerekli azami konsensüs mekanizmalarını geliştirmiş, rasyonel aklın ürettiği en kamil sistemler olarak algılandı. Bu ‘demokratik rejimler’, dışarıya karşı antidemokratik müdahaleciliklerini de yine demokrasi ve özgürlük gibi sorgulanamayan kavramlarla meşrulaştırabildiler.
Kendi çıkarlarını demokrasi ile meşrulaştırabilmek Batı emperyalizmin ulaştığı en sofistike seviyeyi ifade ediyordu.
“Tarihin sonu”, bu arsız güç zehirlenmesini en iyi anlatan kavramdı. Bizden iyisi yok demenin stratejik tercümesi...
Batılı liberal demokrasi, rasyonel aklın varacağı en kamil seviye olarak işaretlendi böylece. Batı’da icra edilen bu modelin taklidinden başka çare de yoktu haliyle.