Cumhurbaşkanı Erdoğan Özbekistan'dan başlayan yoğun diplomasi trafiğinin Birleşmiş Milletler Genel Kurulu için gittiği New York ayağında tek başına adeta BM gibi çalıştı diyebiliriz.
Neden ''BM gibi'' diyorum?
Çünkü ikili temaslarında dahi hiçbir zaman tek gündemi Türkiye olmadı.
Erdoğan'ın dış politika vizyonunda her zaman, Türkiye ile birlikte başta komşularımız ve Müslüman ülkelerin de önemli bir yeri oldu. Bu yüzden de Türkiye artık her masada barış kurucu, diyalog artırıcı, ılımlılaştırıcı bir aktör olarak bulunuyor.
Bunu tüm dünya Ukrayna-Rusya savaşında net olarak gördü ve takdir etti.
Birleşmiş Milletler'de hemen her liderin Erdoğan'a Putin'i sorması, Putin'i ikna etmesi için ricacı olması bu yüzden.