Bugün hepimiz Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD ziyaretini konuşuyoruz fakat Çin ziyareti tahminlerin ötesinde önemliydi. ABD ile ilişkilere, bölgesindeki sorunlara dönük yönüyle de üstelik.
60’tan fazla güzergah ülkenin olduğu İpek Yolu’nun ticaret, enerji ve güvenlik için işbirliğini gerektirecek şekilde canlandırılması projesi, bu yüzyılın ikinci yarısında Doğu Batı algısını dahi değiştirebilecek ölçekte önemli bir açılım.
Türkiye ise Asya ile Avrupa’yı birbirine bağlayan, Asyalıların “Batı Asya” diye tabir ettikleri en önemli kavşak noktası. Uluslararası İşbirliği için Kuşak ve Yol Forumu’nun da üç lider ülkesinden biri.
Artık “Yeni bir dünya kurulur ve biz de yerimizi alırız” dönemi sona eriyor. Bundan böyle kurulacak o yeni dünyanın nesnesi değil öznesi olacak bir Türkiye var.
Dış ve iç politikada kendisine dikte edileni değil çıkarına geleni önceliyor. Alternatif ilişkiler arıyor, tek merkezli değil çoklu düşünüyor.
Yapabildiği kadarıyla ama kendi namına iş yapıyor.
***
Çin, Türkiye için fırsatların bol olduğu bir ülke. 1,5 milyarlık ülke nüfusunun birinci gündemi ticaret. Ne üretir, nerede satarım ona bakıyorlar.
Türkiye’ye yaklaşımları çok müspet. Cumhurbaşkanı’nın ziyareti her açıdan çok başarılı geçti. Bundan böyle Çin’e daha çok gidip geleceğiz, öyle gözüküyor.
Bu ziyaret vesileyle Çin ile iş yapan Türk ihracatçıların değerlendirmelerini dinleme imkanı da bulduk. İlk cümleleri; Burası çok büyük bir pazar.
Yol uzak, işler biraz maliyetli ama Çin’in yeni pazarlar için iğne deliğinden bile geçebildiğini, Ali Ekpres’ten alışveriş etmeyenin kalmadığını düşününce bunu yapmak zorundayız.