Geçtiğimiz hafta Harran'da, bu hafta İstanbul'da yaşanan meslektaşlarıma yönelik şiddet olayları ne yazık ki ilk değil... Sağlıkta şiddete bir son vermek ve 'Artık yeter!' demek için bu yazıyı kaleme almaya karar verdim. Bugün sağlık önerilerime kısa bir ara verip değerli meslektaşıma destek olmak ve bu üzücü olayla ilgili fikirlerimi paylaşmak istiyorum. Öncelikle her iki meslektaşımıza da acil şifalar diliyorum. Yurt dışında hemşire, doktor veya ambulans görevlisine saldırıda 13 sene ceza veren ülkeler var. Bunun dışında biz sadece doktora şiddet uygulayanlarla değil; aynı zamanda acil sağlık hizmetlerini de gereksiz kullanan, meşgul eden, yolda ambulansa yol vermeyen, ambulansın arkasından gidip kaza yapmasına vesile olan, 112'yi gereksiz arayan insanlarla birlikte yaşıyoruz. Sağlık bilinci, bir bütün olarak ele alınmalıdır.
İNSANLIK DIŞI MUAMELE YAPILIYOR
Sağlığınız için gece gündüz demeden büyük fedakarlıklarla
çalışıyoruz. Hatta öyle ki; bazen ailemizden çok hastalarımızı
görüyoruz. Evet, 'Hekimlik zor zanaat' derler. Doğrudur da...
Yapmış olduğumuz bu fedakarlıkları, en önemlisi hiçbir menfaat
beklemeden yalnızca insanlara yardım için yapıyoruz. Peki hal
böyleyken gururla giydiğimiz beyaz önlüğümüzün mükafatı kan kırmızı
olması mı? İnanın bu konudaki görüşlerimi kaleme alırken bile büyük
bir üzüntü içindeyim. Nasıl olur da temel felsefesi 'yaşatmak' olan
bu kutsal mesleği icra eden hekimlere böyle bir muamele
yapılabilir. Bu olayların tek bir tanımı var ki o da insanlık dışı
olduğudur! Tüm meslek grupları arasında, bireylerle doğrudan temas
gerektiren sağlık sektöründe çalışanların, iş yeri şiddetinin en
önemli hedefi ve kurbanları olduğu gerçeği maalesef giderek
artıyor. Hiçbir meslek grubunun hak etmeyeceği bu tabloya sürekli
maruz kalan sağlık çalışanlarının mesleğini icra ederken nasıl
ekstra bir özen içerisinde olduğuna dikkat çekmek istiyorum.
BİZ YOL GÖSTERİCİYİZ
Hekimler, kendi varlık nedenini yok etmek için sürekli uğraşan tek
meslek grubudur. Kendi için çalışmaktansa kendine karşı çalışmak
bizim zanaatımızı zor kılan nedendir. Tabii ki zorlu bir iş
yapmamızın sebebi sadece bu değil; hastalarımızı, yakınlarını, her
birinin duygularını ve onları iyileştirmek için omuzlarımızda
hissettiğimiz yükün hepsini bir arada düşünebilmek bile zor, nerede
kaldı ki bunları uygulamak. Bunlarla bitmiyor... Uykusuz geceler,
canla başla çalışmak, herkese cevap verebilmek değil bizim
yaptığımız. Özellikle bilmenizi isterim ki; bu tip fiziksel
zorlukların arkasına da hiçbir meslektaşım saklanmaz,
saklanmamalıdır. Biz şifa dağıtmıyoruz, şifayı arayan hastalarımıza
yol gösteriyor, onları eğitiyor ve onların zorlu olan bu
yolculuklarında duygularımızla, moral desteğimizle ve
yardımlarımızla kendi hayatımızı bir kenara bırakarak onlarla
beraber yürüyoruz. Mesleğimizdeki zorlu şartları baştan kabul etsek
de, bu şartları daha da zorlaştıran ve hiçbir insanın hak
etmeyeceği bir durum var ki, o da sağlık çalışanlarına yapılan
şiddet!
GENEL RAPORLAR SAĞLIKTA ŞİDDETLE İLGİLİ NELER DİYOR?
Sağlık hizmeti veren alanlar, her zaman korumaya ve bakılmaya ihtiyaç duyan herkes için güvenli cennetler olarak düşünülmüştür. Bu izlemeye değer bir eğilimdir. Fakat, uluslararası sağlık merkezleri için bir akreditasyon ajansı olan The Joint Commision'ın hazırladığı en son rapor; sağlık merkezlerinin taciz, tecavüz ve cinayet gibi şiddet suçları da dahil olmak üzere giderek artan suç oranları ile karşı karşıya olduğunu bildirdi.
HEMŞİRELER ETKİLENİYOR
Şiddet olayları, en sık psikiyatrik tesisler ve acil servislerde
görülüyor. Ama aynı zamanda bekleme odaları, uzun süreli bakım
merkezleri ve yoğun bakım ünitelerinde de görülebildiği çeşitli
raporlarda belirtilmiştir. Sağlık çalışanları arasında şiddete en
sık maruz kalanlar ise hemşirelerdir. Acil Hemşireleri Derneği 2010
anketine göre, acil servis hemşirelerinin yarısından fazlası en az
bir kere şiddete maruz kalıyor. Ankete göre şiddet olayları; alkol,
uyuşturucu ve psikiyatrik durumlar ile ilgili hasta sayısının
artışı ile beraber yükselme eğilimi gösteriyor. Tabii bu sonuçlar
Amerika için geçerli. Peki ülkemizdeki şiddetin kaynağı ne?
Genellikle bu tür şiddet haberlerinden sonra konunun sorumlusu tek
bir ortak noktada birleşir; cehalet. Evet, belki bu doğru olabilir
fakat cehalet iyileştirilebilir bir risktir. O zaman toplum olarak
hepimize görev düşmektedir. Bu nedenle tüm aydınların ve yazarların
bu konu hakkında toplumu bilinçlendirmeleri gerektiğine olan
inancım eskiden olduğu gibi günümüzde de devam ediyor. Bu problemi
çözmeye çalışan birçok hastane oldu; kimi güvenlik artırarak
kontrollü erişim sağladı, kimi stresli hasta ve yakınlarına karşı
davranış eğitimleri düzenledi. Bu konuda hastanelerin bireysel
adımlarının yanı sıra devletimizin de desteği oldukça önemlidir.
Kaldı ki konuyla ilgili Sağlık Bakanlığı'mızın çalışmaları
sürmektedir.