Karbonhidratlar yani nişastalı tüm gıdalar hızlı tokluğa ve
erken açlığa sebep olur. Ramazan ayında dengeyi iyi korumak kaydı
ile uzun dönem tokluk hissi oluşturan proteinden zengin beslenmek
çok önemli. Süt ve süt ürünleri başta olmak üzere, et ve diğer
proteinli gıdaları tüketin. Ancak proteinli gıdaların azot yükü
fazla olduğundan aşırısı böbreklere zararlıdır. Bu azot yükünü
yıkayabilmek için su tüketimi de protein tüketimi gibi
artırılmalıdır. İftarı; bir kase yoğurt, bir kase çorba, belki
biraz süt ile geçiştirip en az 30-45 dakika ara verdikten sonra
normal yemek ihtiyacınızı karşılayın.
Yapılan araştırmalar yoğurtta bulunan yağın; yoğurttan alacağınız
A, D vitamini ve bazı besin maddelerinin daha iyi emilmesine sebep
olduğunu gösterdi. Ayrıca yoğurtta bulunan yağ, asitten gelen
laktozu dengeleyerek kan şekeri kontrolünde de yardımcı rol
oynar.
TUZ TÜKETİMİNE DİKKAT!
Yemek seçimleri düzgün olduğu sürece ne açlık hissedersiniz, ne de
kısa sürede hızlı yemek yemenin rahatsızlığını. Fazla tuzlu ve
baharatlı gıdalardan (reflüsü olanlar başta olmak üzere),
kızartmalardan uzak durmak gerekir. Bu gıdalar, aşırı derecede
susamanıza sebep olacaktır.
Uzun saatler süren açlık, tüm vücudunuzu olduğu gibi
bağırsaklarınızı da etkiler. İftar ve sahurda yenen birer kase
yoğurt hem tok tutar, hem de sağlığı korur. Süt ürünleri sindirim
sisteminizi rahatlatır, tok tutar ve daha az susatır. Yoğurdun;
bilimsel olarak, günlük kalori ihtiyacını 500 kalori civarında
azalttığı kanıtlanmıştır. Bedeninizi oruca göre programlar,
susuzluğu önler ve bağırsaklarınızın daha sağlıklı olmasını sağlar.
Uzun süreli açlık, bağırsak sisteminde duraksama veya yavaşlamaya
sebep olur, içindeki dışkı akımı azalan bağırsaklarda bakteri yükü
artar ve bu bakteriler hastalıklara sebep olabilir. Bunu da en iyi
dengeleyen gıda yoğurttur.
TATLANDIRICI DEĞİL HURMA ŞURUBU
ORUÇ KÖTÜ KOLESTEROLÜ AZALTIR
Oruç tutan kişilerin sağlık durumlarını değerlendiren birçok
literatür yayınlanmıştır. Bazı bilim adamları, oruç tutarken sigara
içilmemesinin bile, sonuçları olumlu yönde etkileyeceğine işaret
ediyor. Buna ilave olarak dini sebeplerle oruç tutmaya genellikle
yoğun ibadet ve meditasyon eşlik eder. Bu tip oruç, diğer
faktörlerden bağımsız olarak bu sebeplerle sağlık üzerinde olumlu
etkiler gösterir. Oruç tutanlarda yapılan bazı çalışmalara kısaca
göz atalım...
Pakistan Biyolojik Bilimler dergisinde 2007 yılında yayınlanan bir
çalışmada, beden kitle endeksi yüksek olan yani obez kişilerin oruç
tutmalarının kilo vermelerine yardımcı olduğu gösterilmiştir.
Amerikan Kanser Birliği'nce Canser Causes Control dergisinde
yayınlanan çalışmaya göre, aralıklı tutulan orucun uzun dönem
kanser riskini azalttığı gösterilmiştir. National İnstutute on
Aging'in yaptığı bir çalışma ise, oruç tutulurken, normal
hücrelerin bu dönemde harici etkenlere (örn: kemoterapi) daha
dayanıklı hale geldiğini göstermiştir.
Mayo Clinic ve Harvard Science'a göre, oruç tutmak kalp sağlığı
açısından faydalı bulunmuştur. Buna muhtemel sebep, bedenin oruç
döneminde kolesterol ve şekeri metabolize etmesidir. Vücutta yağ
depolanmasını sağlayan sirtüin enzimi, oruç döneminde baskılanır ve
kötü kolesterol sentezini azaltır. Science Translational
Medicine'de bu yıl yayımlanan bir çalışmaya göre, oruç tutulan
dönemde zeka keskinliğinde artış rapor edilmiştir. Bu raporda,
kalori kısıtlanmasının, Alzheimer ve Parkinson gibi dejeneratif
hastalıklara karşı beyni koruduğu gösterilmiştir.
SAĞ TARAFINIZA YATIN
Sahur, günlük enerji gereksiniminiz için gerekli olan yakıtın
depolanmasını sağlayan önemli bir öğündür. Oruç tutuyorsanız bu
öğünü atlamamanız gerekir.
Şeker, beyaz ekmek, makarna, pilav gibi basit karbonhidratlar, kısa
süreli tokluk sağlarlar. Bu sebeple sahurda kompleks
karbonhidratlar (müsli, kepek ekmeği) yemenizi öneriyoruz. Bu tip
karbonhidratlar sekiz saate kadar tok kalmanızı sağlar.
Süt ve süt ürünleri özellikle yarım yağlı tüketilmelidir. Mutlaka
bir yumurta yemenizi tavsiye ediyoruz. Çünkü yumurta 2 gram saf
protein içerir ve en önemli uzun etkili yakıt görevi görür. Dolu
mideyle yatağa girdiğinizde özellikle sağ tarafınızın üzerine
yatın. Midenin anatomik şekli sebebiyle özellikle doluyken sol
tarafınıza yatmak, kalbiniz ve ciğerleriniz için gerekli olan
boşluğu çalabilir.
ÇORBADAN SONRA 10 DAKİKA VERİN
Ramazan ayının sağlık açısından en önemli öğünü iftardır. İnsan
bedeni normalde sürekli sindirim halindedir; oruç tutulduğu dönemde
sindirim sistemi ciddi bir yavaşlama göstermektedir. Bu sistemin
tekrar sağlıklı olarak başlatılabilmesini ancak düzgün bir iftar
öğünü sağlayabilir.
Orucunuzu açar açmaz tüketeceğiniz ılık ve sıvı bir gıda başlangıç
için olmazsa olmazdır. Çorbayı iftar mönünüzden sakın çıkarmayın.
Çorbadan sonra bağırsak hareketlerinin tekrar düzenli olarak
başlayabilmesi için vücudunuza en az 10 dakika zaman tanıyın.
Özellikle suyu yemek arasına dağıtarak için. Gazlı içecekler
fizyolojiye aykırı olduğu için iftar sofrasında
bulundurulmamalıdır. Meyve veya tatlıyı, yemekten 1.5 saat
sonrasına bırakın. Gece boyunca sıvı tüketmeyi ihmal etmeyin.
ÇAYA NANE YAPRAĞI
Bitki çaylarından ziyade siyah çayın olağanüstü faydalarından
bahsettiğim yazıma arşivden ulaşabilirsiniz. Hem Ramazan boyunca,
hem de normal yaşantınızda bitki çaylarını, siyah çayınıza aroma
katmak için kullanabilirsiniz. Örneğin taze nane yaprakları siyah
çayın içinde hem mükemmel bir lezzet oluşturur, hem de sindirimi
kolaylaştırır. Lavanta veya adaçayı da kullanılabilir.
SU TÜKETİMİNİ ARTIRIN
Oruç tutarken metabolik fonksiyonların korunması açısından gıda
tüketimi engel oluşturmamasına rağmen, sıvı tüketimi mutlaka göz
önüne alınmalıdır. Bir insanın tüketmesi gereken sıvı miktarı beden
kitle endeksiyle doğru orantılı olmalıdır. Yani ne kadar kilolu ve
uzun boyluysanız, o kadar fazla su içmelisiniz.
Oruç tutarken su alabileceğiniz zaman kısıtlı olsa da tüketilen
toplam sıvının zamana yayılması gerekmektedir. Dolayısıyla son anda
1 litre su içeyim bana yeter demek sakıncalı olacaktır. Bu şekilde
tüketilen sıvı hemen idrara dönüştürülür ve gün boyunca ihtiyacınız
olacak sıvı rezervini tehlikeye sokar. Tabii ki bu önerilerimiz
sağlıklı bireyler için geçerlidir. Unutulmamalıdır ki dinimiz
özellikle sağlık problemleri olan bireylere, gebelere ve emziren
annelere oruç tutmayı önermemiştir. Herhangi bir sağlık şüpheniz
veya kronik ilaç kullanımınız varsa oruç tutmadan önce mutlaka
doktorunuza danışın.