Erikler; nektari, şeftali ve kayısı gibi küçük çekirdekli
meyvelerdendir. Olgunlaşma dönemine bağlı olarak tatlı ya da tatsız
olabilirler. Yapılan araştırmalar, eriğin düşük kalorili olduğunu
ve tokluk hissi vererek kilo alımını önlediğini gösteriyor.
Diyet yapıyorsanız listenizin başına eklemeniz gereken meyvelerden
biri de erik. Çünkü eriklerin her biri 0.2 gramdan daha az yağ
içerir. Dolayısıyla erik özleri, obezite ve obezite ile ilişkili
diğer komplikasyonları tedavi etmek konusunda oldukça değerlidir.
Araştırmalar, erik gibi çekirdekli meyvelerde bulunan biyoaktif
bileşiklerin (vücutta biyolojik aktiviteyi sağlayan madde)
metabolik sendromla mücadelede yardımcı olduğunu göstermiştir.
Ayrıca eriğin içerisinde yer alan antosiyaninler, klorojenik
asitler, kersetin, kateşinler, flavonoidler ve fenolik bileşenler
gibi bileşenler, yağ hücreleri de dahil olmak üzere, vücut
hücreleri üzerinde anti-obezite ve anti-inflamatuar etki sağlarlar.
Böylelikle vücut iltihaplanmalara daha dirençli bir yapıya bürünür.
Erik, aynı zamanda tokluk hissi vererek kilo alımını dengeler.
GÜNDE 10 ADET KURU ERİK
Eriğin meyve olarak tüketilmesi kadar kurusu da sağlık üzerinde pek
çok önemli fayda sağlar. Yaz aylarının en güzel meyvelerinden biri
olan eriğin mevsiminde taze olarak tüketilmesini öneririm. Ancak
eriği çekirdeğiyle birlikte kurutarak sonbahar ve kış aylarına da
saklayabilirsiniz. Kuru erik bağırsak hastalıklarının
giderilmesinde etkin rol oynarken; kabızlık, hazımsızlık gibi
durumların da iyileştirilmesini sağlar. Kuru erikten tam bir fayda
için günde en az 10 adet tüketilmelidir. Erikler zamanla daha da
kuruyacağından onları tüketmeden önce ılık suda bekletebilirsiniz.
Çocukların tüketimi içinse çekirdeğinin çıkarılması çok önemlidir.
Onlar için eriği ufalayarak yoğurda karıştırabilir ya da en sevdiği
yiyeceklerle birlikte verebilirsiniz.
GÜÇLÜ BİR ANTİOKSİDANDIR
Erikler; sağlıklı bileşenler, vitaminler ve minerallerden oluşan
geniş bir yelpazeye sahiptir. Vitamin A, C ve K ve folat açısından
mükemmel kaynaktır. Ayrıca vücudun ihtiyaç duyduğu B1 (tiamin), B2
(riboflavin ), B3 (niasin), B-6 ve E vitaminin (alfatokoferol)
sağlanması konusunda adeta şifa deposudur. Eriğin içerisinde
bulunan mineraller ise sırasıyla; potasyum, florür, fosfor,
magnezyum, demir, kalsiyum ve çinko şeklindedir.
İki ortaya boy erikte ortalama 12 mg. C vitamini bulunur. C
vitamini antioksidan özelliğe sahiptir, vücuttaki yaraların
iyileşmesine katkı sağlar, stresin dağılmasına yardımcı olur ve
hücre temizleyici özelliği bulunur. A vitamini ise özellikle göz
hastalıklarının tedavisinde etkin rol oynar.
FAYDALARI SAYMAKLA BİTMİYOR
A'dan Z'ye şifa deposu olan eriğin pek çok hastalık üzerinde olumlu
etkileri bulunmaktadır;
Şeker hastalığı: Erikler diyabetle mücadelede önemli rol oynar.
Çalışmalar, erik ekstraktlarının tüketilmesinin kan şekeri ve
vücuttaki trigliserit seviyelerinin düşürülmesine yardımcı olduğunu
göstermiştir. Plaklarda bulunan flavonoidler, insülin direncine
karşı koruyucu etkiler bırakır ve vücuttaki insülin duyarlılığını
artırmaya yardımcı olur.
Osteoporoz (Kemik erimesi): Kuru erik tüketimi, sağlıklı kemiklerin korunmasına yardımcı olan anabolik ve anti-resorpsiyon özellikler içerir. Her ikisi de özellikle kadınlarda meydana gelen osteoporoz hastalığını önlerken; kemik dokularındaki bozulmayı durdurucu etki gösterir. Kuru eriklerde bulunan potasyum içeriği ile birlikte polifenoller, kemik oluşumunu sağlar, kemik yoğunluğunu artırır ve yumurtalık hormonu eksikliğinin neden olduğu kemik kaybını önler. Araştırmalar; kurutulmuş eriklerin düzenli olarak tüketilmesinin, yaşlanma nedeniyle kaybedilen kemik yoğunluğunun onarılmasına yardımcı olduğunu göstermiştir. Florida State ve Oklahoma Eyalet üniversitelerinden araştırmacılar, kemik yoğunluğu açısından 12 ay boyunca iki grup kadını gözlem altında tuttu. Bir grup günde 100 gram erik yerken (yaklaşık 10 kuru erik); diğer grup 100 gram kurutulmuş elma yedi. Araştırma sonunda her iki grubun da bol miktarda kalsiyum ve D vitamini aldığı gözlemlendi.