Sebzelere doğal rengini veren maddeler, kanser öncüsü hücrelerin vücuttan uzaklaştırılmasına yardımcı oluyor. Bu sebeple salatalarınızın olabildiğince çok renkte sebze içermesine özen gösterin
İstatistiki bilgilere dayanan bir araştırmaya göre 2012 yılında dünya genelinde 14 milyon kişiye kanser tanısı konmuş.
Son derece ciddi bir nüfusu temsil eden bu insanlar arasında hayatını kaybedenlerin sayısı ise 8.2 milyon olarak belirtilmiş.
Her geçen gün yeni bir kanser cinsiyle karşılaştığımız da bilinen bir gerçek. Tüm bu kanser türleri arasında en sık karşılaşılanlar; kolon, akciğer, prostat, bağırsak, mide ve karaciğer, meme, bağırsak, rahim ağzı, akciğer ve rahim kanserleridir. Listelenen bu kanser tipleri arasında akciğer, karaciğer ve mide kanserleri, ölüme sebep olan kanser tiplerinin başında geliyor.
2012 yılında yapılan bu araştırmaya göre ülkemizde, 175 bin kişiye kanser teşhisi konmuş ve yaklaşık 70 bin kişi kanser sebebiyle hayatını kaybetmiş.
YENGEÇTEN GELİYOR
Çağımızın en korkulan hastalığı olan kanser, adını Latince'de yengeç anlamına gelen 'crab' sözcüğünün türetilmesiyle almıştır. Kanser hakkında ilk araştırmaları yapan bilim adamları, bu hücrelerin yayılış biçiminden esinlenerek kıskaçlı bir yengeci andırdığını düşünmüşler ve insanlığın başına 'bela' olan bu hastalığa 'kanser' ismini vermişler.
Kanser, en basit tanımıyla hücrelerin rutin olarak gerçekleştirdiği bölünme ve çoğalma hareketlerinin kontrolsüz gerçekleşmesi ve bu durumun ilerlemeye başlaması sonucu -tabiri caizse- sistemin kontrolden çıkmasıdır. Sağlıklı bir insan vücudunda (kas ve sinir hücreleri hariç), tüm hücreler bölünme ve çoğalma özelliğine sahiptir. Bu yetenekleri sayesinde gün içerisinde ölen hücreler ya da yaralanan dokular yenilenir veya onarılır. Sistemin kusursuz işlemesi ve yaşamın sağlıklı devam edebilmesi için gereken bu akışın da bir sınırı vardır.