Eylül ayının ilk günleriyle birlikte sonbahara girmiş
bulunuyoruz. Bahar ve yazın şifa dolu meyve ve sebzeleri gibi Eylül
ayının da kendine has yemiş, sebze, meyve ve hatta balık türleri
bulunuyor.
Bu ay itibariyle bağışıklık sistemimiz hastalıklara karşı daha
savunmasız hale geliyor. Bunun en büyük sebebi ise güneşi daha az
görüyor ve D vitamininden yeteri kadar beslenemiyor oluşumuz.
Ancak Eylül ayında olgunlaşan bir meyve var ki, adeta şifa
deposu.
DOĞAL TATLANDIRICI
İncir, dut ailesinin (Moraceae) bir parçası olan ficus ağacının
meyvesidir.
İncirlerin, benzersiz tatlı bir tadı ve yumuşak bir dokusu vardır.
Hafifçe gevrek olmakla birlikte, içi yenilebilir tohumlarla
doludur. Taze incir hassas ve bozulmaya elverişlidir. Bu nedenle
genellikle korunması için kurutulur. Böylelikle yıl boyunca tadını
çıkarabileceğiniz tatlı ve besleyici kuru meyve haline gelir.
Çok çeşitli renkte ve dokuda incir vardır. İncirlerin üst kısmında
meyvelerin gelişmesine yardımcı olan, ostiol adı verilen küçük
tomurcuk benzeri bir açıklık bulunur. Doğal bir tatlılığı bulunan
incirin, rafine şekerlerin ortaya çıkışından çok daha önce
tatlandırıcı olarak kullanıldığı belirtilir.
VİTAMİNLERDEN ZENGİNDİR
Dünyanın en eski ağaçlarından biri olan incir ağacının tam olarak
ne zaman ortaya çıktığı bilinmiyor.
İncir, Ortadoğu ve Akdeniz'in en önemli ihraç meyvesi olarak
yıllarca ticaret malları içerisinde tüm dünyaya sunulmuştur.
İncirlerin mineral ve çözünür lif açısından zengin oluşu pek çok
ülke tarafından tercih edilme nedenleri arasındadır. İncirler;
potasyum, kalsiyum, magnezyum, demir ve bakır gibi mineraller
açısından da zengin olup; antioksidan vitaminler olan A, E ve K
vitamini barındırmaktadır.