Sağlıklı bir yaşam denildiğinde sizin de aklınıza ilk sıralarda
organik beslenme mi geliyor? Her daim bu kadar popüler olan bu
konunun gerçekten sağlıklı yaşam ile ilişkisi var mı? Bu haftaki
yazım bana da her fırsatta sorulan konulardan birisi olan organik
beslenme ile ilgili…
FESTİVAL 12-13 MAYIS'TA
Sağlıklı bir yaşam sürmek için her fırsatta hatırlattığım bazı
maddeler var. Adeta kendime görev edinmiş olduğum, toplumu sağlık
iletişimi konusunda bilinçlendirme çalışmalarım kapsamında benimde
desteklediğim Sağlıklı Yaşam Festivali'ne çok az bir zaman kaldı.
MEYEV Vakfı ve Bouton Medya tarafından İstanbul İl Sağlık
Müdürlüğü, Halk Sağlığı Kurumu, Yeşilay Cemiyeti, Kızılay ve
İstanbul Büyükşehir Belediyesi destekleriyle 12-13 Mayıs'ta
düzenlenecek Sağlıklı Yaşam Festivali, İstanbul'da Bağdat Caddesi
Göztepe mevkiinde gerçekleşecek.
Festivalde, beden ve ruh sağlığı üzerine sağlık iletişimi yapan
ünlü isimlerin yanı sıra spor eğitmenleri, estetik-güzellik
uzmanları ve diyetisyenlerle söyleşiler yapılacak. Etkinlik tamamen
kamu yararına ve sağlıklı yaşam tarzı için farkındalık oluşturmak
adına tüm katılımcıların destekleriyle ücretsiz olarak yapılacak
ancak güvenlik sebebiyle katılım için saglikliyasamfestivali.com
web sayfasından online kayıt yaptırılması gerekiyor.
PARLAK OLMALARI İYİ DEĞİL!
Festivalde de söyleşi konularından birisi olan sağlıklı beslenmeye
her daim dikkat etmeniz gerekli. Üstelik gün geçtikçe artan
hastalıklar, çevre kirliliği ve bazı gıda maddelerinin zararlarıyla
ilgili duyduğumuz ve okuduğumuz birçok haber kafamızı karıştırıyor.
Durum tam da böyleyken organik gıda konusu her daim gündemden
düşmüyor. Öncelikle şunu belirtmek isterim ki, günümüzde ailemize
yüksek kalitede yiyecekler sunmamızın en önemli yolu organik
gıdaları tercih etmekten geçiyor.
Organik olmayan ürünleri hiç tercih etmemeli miyiz?
Bu konu hakkındaki araştırmalar uzun yıllardır sürüyor.
Araştırmalar bir kenara dursun, net olan bir şey varsa o da doğru
meyve ve sebzeleri organik seçiyorsanız, vücut sağlığınız için
büyük bir adım atmışsınız demektir. Herhangi bir markette meyve
sebze bölümünü gezdiğinizde ne görüyorsunuz? Durun, ben söyleyeyim;
parlak, pürüzsüz, rengarenk meyve ve sebzeler. Raflarda muhteşem
göründüklerinin farkındayım ama olması gereken bu değil. Çünkü
bitkiler de insanlar gibi, doğal kusurlara sahiptir. Bitki
dünyasında, bizlerin kullandığı güzellik ürünlerine eşdeğer olan
şey; çiftçilerin böcekleri, yabani otları, mantar saldırılarını ve
çürümeyi önlemek için kullandığı onlarca kimyasal maddedir.
Saldırılara karşı savunmasız olan bitkiler daha fazla kimyasal
ilaca ihtiyaç duyarlar. Bazılarıysa doğuştan şanslıdır. Onlar
kimyasallardan etkilenmez.
DAHA AZ KİMYASAL İÇERİRLER
İngiliz Beslenme Dergisi'ndeki son meta analizine göre, organik
meyve ve sebzeler genel sağlığınızı önemli ölçüde olumlu etkiler.
Çünkü organik besinler daha fazla antioksidan, daha az kimyasal
madde içerir. Organik beslenmek gibi akıllı yaşam tarzı seçimleri,
modern yaşamın ve günümüz hayatının tüm stres ve gerginliğiyle baş
etmenin en iyi yoludur.
Neden organik gıdayı tercih edelim?
Organik gıdalar beslenme tarzımızda yeni bir eğilim oluşturmuştur.
Organik gıdalar, sorumlu birer tüketici olan bizlerin tüketilen
gıdaların içeriği konusunda bilinçlenmesine katkıda bulunur.
Organik meyve ve sebzeler çok sıkı denetimlerden geçerek
üretilmektedir. Bu durum da bizi organik gıda tüketimine iten en
önemli nedenlerden biri olmuştur. Organik et satmak amacıyla
beslenen hayvanların bulunduğu otlaklarda zirai ilaçlar ve diğer
kimyasal spreyler kullanılmaz. Organik yem ve yiyeceklerle beslenen
hayvanların etleri de sağlıklı olur.
ALIŞVERİŞ LİSTESİ HAZIRLAYIN
Doğru alışveriş yapmanın ilk ve altın kuralı, ihtiyaç listesi
hazırlamaktır. Markete gittiğiniz andan itibaren listenize
odaklanmanız, ihtiyacınız olmayan şeyleri almanızın önüne geçer.
Eğer sadece yiyecek alışverişi yapacaksanız, hazırlayacağınız
listede besin piramidine dikkat edin. Meyveler, sebzeler, tam
tahıllılar, süt, et, balık ve baklagiller listenizde muhakkak yer
almalıdır. Sağlıksız atıştırmalıklara ve benzer ürünlere kesinlikle
listenizde yer vermeyin. Daha önce, tüm marketlerin giriş
kapılarının sağda olduğunu ve marketi dolaşırken saat yönünün
tersine hareket ettiğinizi fark ettiniz mi? Alışveriş yaparken saat
yönünün tersine hareket etmenin etkilerini araştıran bilim
adamları, son derece ilginç bir neticeye varmışlar. Araştırmanın
sonucuna göre; saat yönünü takip ederek alışveriş yaptığınızda,
sadece ihtiyacınız olan şeyleri alıyorsunuz! Saat yönünün tersine
hareket ettiğinizdeyse, orta koridorlara dizilmiş ve birçoğu
sağlıksız yiyeceklerle dolu sepetlere karşı koyamıyorsunuz. Düzeni
tersine çevirmek, odaklanmanızı güçleştirerek ihtiyaç dışında ve
dikkatsiz alışveriş yapmanıza sebep oluyor. Market ziyaretinde, sağ
kapıdan girmiş olsanız da alışverişe soldan başlayın.
AÇ KARNINA ALIŞVERİŞE ÇIKMAYIN
Bir diğer altın kural ise, aç karnına alışverişe çıkmamaktır. Eğer
açsanız, midenizin arzuları, beyninizin emirlerinin önüne geçer. Bu
gibi durumlarda da sağlıklı yiyecekler, sebze ve meyveler; almayı
isteyeceğiniz son şeyler olacaktır. Bu nedenle karnınızı doyurup
markete gidin ve listenize sadık kalarak alışveriş yapın.
MEYVE-SEBZE ALIRKEN DİKKAT!
Markete girer girmez sizi ilk karşılayan reyon; meyve, sebzelerin
dizildiği raflardır. Bu reyonların bazıları içeride, bazıları hemen
kapının önünde yani sokakta yer alırlar. Sokakta olanlardan mutlaka
uzak durun. Eminim sokak tozu, egzoz dumanı ve benzer kirlere
bulanan bu gıda maddelerini evinize götürmek istemezsiniz. Siz,
marketin içine kurulan manav reyonlarından alışveriş yapın. Manav
alışverişinizi yaparken, tezgahtara danışmayı kesinlikle ihmal
etmeyin. Unutmayın onlar, tüm reyona hakim tek kişidirler. Sebze ve
meyvelerinizi pazardan almaktansa marketten alıyor olmak,
alacaklarınızı dokunarak seçme imkanını verdiğinden, en doğru
alışverişi yapmanızı sağlar. İhtiyaç listenizi hazırlarken, sebze
ve meyvelerin isimlerinin yanında mutlaka adet de yazın. Böylece
ihtiyacınızdan fazlasını almamış olursunuz.