Özellikle de kadınlar açısından.
Kadınlar ne yazık ki seçim hesaplarına, “o oyları kaybetme telaşına”, “o kesimden gelen tepkilere”, “gelen tepkilere karşı sözleşmeyi iyi anlatamamaya” kurban edilmişlerdir.
“Kadınları korumak için İstanbul Sözleşmesi’ne ihtiyacımız yok. Güçlü yasalarımız var, gereken yasayı çıkarırız, mücadeleden taviz vermeyiz” deniyor, denilebilir...
Güzel cümleler... Ancak artık ister istemez inandırıcılık sorunu taşıyan cümleler. Çünkü İstanbul Sözleşmesi’nin feshiyle zafer çığlıkları atan kesimler şimdiden başka isteklerini sıralamaya başladılar, “Sırada Cedaw da var, Lazarotte de...” diyerek. (Kadına karşı her türlü ayrımcılığın yok edilmesi ile çocukların cinsel sömürü ve istismara karşı korunmasına ilişkin......