Ben senden sonra eksiğim.
Biz senden sonra eksiğiz...
Hâlâ gözlerimiz doluyorsa, birbirimize sarılmak istiyorsak, dönüp aynaya bakıp, bulunduğumuz yerlere şükredip aynı zamanda “Daha da iyi olmalıyız, daha güçlü, daha modern, mutlaka hep daha...” diyorsak ve “amasız, fakatsız” saygı duyuyorsak, teşekkür edebiliyorsak evet, eksiğiz...
Geçmişine saygı ve sevgi duymanın yarattığı bu eksikliğin adı 10 Kasım.
1938 yılının hıçkırıkları...
1938 yılının İstanbul’da Karaköy’de pencerelerden atılan düğme sesleri.
O düğme seslerini bize bu 10 Kasım’da bir giyim markası hatırlattı.
10 Kasım’ı 10 saniyede vurucu, ürpertici, tüyleri diken diken edici bir filmle anlattı.
“Markası ne olursa olsun, düğmesi sökülmüş ya da kopmuş ceketlerinizi 9 Kasım günü Kiğılı mağazalarına getirin.
Ücretsiz dikelim.
10 Kasım’da önümüzü birlikte ilikleyelim.”
Düğmenin filme de ilham veren özel bir anlamı var.
1938 yılında Atatürk’ün naaşı Dolmabahçe’den top arabasına konulur, Karaköy’den geçerken “çıt, çıt, çıt” sesleri duyulur. Yahudi kökenli vatandaşlar “keriya” ritüelleri gereği Atatürk’ü düğmelerini kopararak uğurlarlar. Giysiden parça kopartmak “Ben senden sonra eksiğim” anlamına geliyor.
Kiğılı mağazalarının sahibi ve kurucusu Abdullah Kiğılı’yı aradım. Hepimizi etkileyen filmi yaptıkları için tebrik ettim.
Bu kadar ilgi göreceğini tahmin etmemişler, “İnsanlar ceketlerinin düğmelerini kopararak mağazalarımıza geliyor, düğmeleri diktirmek için. Ben 76 yaşındayım, iyi ki varmış Atatürk, iyi ki olmuş Atatürk, keşke biraz daha yaşasaydı. O’na dua ediyorum” dedi.
Liderliği, önderliği, öğretmenliği, askeri dehası tartışılmaz.
Bir de “karizması ve şıklığı” var.
Uzmanını bulmuşken sordum, “Sizce nasıl giyiniyordu Atatürk?”
Abdullah Kiğılı, “Atatürk gibi giyinen yok, 52 yıldır bu işi yapıyorum, müthiş giyiniyordu” dedi.
HAYDİ KADINLAR SİYASETE!
Tarih: Şubat 1923
Yer: İzmir
Atatürk, gümrük binasında kürsüde konuşmaktadır.
“Bir toplum cinsinden yalnız birinin asrı icaplarını yerine getirmekle yetinirse o toplumun yarıdan fazlası zaaf içinde kalır...
Benim bugün buradan yaptığımı çok arzu ederdim ki hanım arkadaşlarımızdan birisi yapsın ve hanımlarımız bunu yapar. Hiçbir şeri mani ve tabii mani yoktur ve olmamalıdır.”
İpek Çalışlar’ın ‘Mustafa Kemal Atatürk, Mücadelesi ve Özel Hayatı’ isimli kitabında altını çizdiğim bölümlerden biri.
Henüz Cumhuriyet bile ilan edilmemişken, İstanbul’da hâlâ harem düzeni sürerken, kadının giyimi, toplum hayatındaki yeri, ona bakış açışı belli iken...
Atatürk bir kadının lider olabileceğinden, bir kadının meclis başkanı olabileceğinden bahsetmiş ve “Bunun önünde hiçbir engel yoktur” demiştir.
Bir vatandaş olarak, bir kız çocuğu annesi olarak, bir kadın olarak sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum ve bugün de ceketimin önünü manevi huzurunda saygıyla ilikliyorum.
2018 yılında Türkiye yerel seçimlere giderken, tüm siyasi partilere de çağrıda bulunuyorum:
“Belediyelerinize kadın eli değsin.”
Umarım yerel seçimlerde tüm siyasi partiler, hepimizi ayakta alkışlattıracak kadar kadın aday gösterirler.