KUTLU OLSUN: Önce herkesin bayramını tebrik ederim. Bayram dileklerime gelince; birbirimizi sevmemiz hiç değilse saygı duymamız, ülkemizin ekonomik açıdan refaha çıkması, kutuplaşmanın, yalanın, dolanın son bulması, hukuk ve demokrasinin güçlenmesi, sağlık, huzur ve mutluluk... Bu yüzden de bayram yazımda biraz siyasetten, dış politikadan uzak durmak istiyorum.
Hürriyet’in başarılı foto muhabiri Selahattin Sönmez bir süredir hepimize mesleğimiz boyunca yaşadıklarımızı, acılarımızı, tarihi, nelere tanıklık ettiğimizi ve bu meslekle ne kadar yaşlandığımızı hatırlatıyor. Instagram’da açtığı ‘basın.enstantaneler’ isimli hesaptan, mesleğe başladığı günden beri tüm medya mensuplarının fotoğraflarını paylaşıyor. Kimi ayrımızdan ayrılmış, kimi mesleği bırakmış, kimi hâlâ çalışıyor. Başrolde bu kez “siyaset” yok, onların hayatlarını yaşayan gazeteciler var.
Selahattin 1987 yılında Rüzgârlı sokakta Ankara Ulus gazetesinde idari serviste çalışmaya başladı.
Sonra Günaydın gazetesinde karanlık odaya geçti.
1994 yılından beri foto muhabirliği yapıyor.
Tam 40 ödülü var.
30 yıllık arşivi var. Basın mensuplarının arşivi ise tam 25 yıllık.
Selahattin’e neden emekçileri çektin sorusunu yönelttim, şöyle yanıt verdi:
“Yıllardır elimde fotoğraf makinesi, her şeyi çekmeye ve belgelemeye çalışıyorum, görev sırasında muhabirler, kameramanlar ve diğer meslektaşlarım ‘Abi beni de çek, bizi de çek’ dediklerinde hiçbirini kırmadım.
Basın mensuplarına özel olarak açtığım sosyal medya sayfasında paylaşmaya başladım ve bu çok ilgi gördü.
Basın çalışanlarının hakları için yaptığı ve seslerini duyurmak istedikleri eylemlerde, basın açıklamalarında benim çektiğim fotoğraflar görsel olarak kullanılmaya başlandı.
Gelelim en çok etkilendiği fotoğraflara; şöyle anlattı: