Prag’da dün Avrupa Birliği’nin 27 ülkesi ile üye olmayan ama AB ile farklı ilişkilere sahip 17 ülke, Avrupa Siyasi Topluluğu (AST) zirvesinde bir araya geldi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile Prag’a gittik, önemli ikili görüşmeleri izledik. Peki AB kapısındaki Türkiye, AST’yi bir alternatif olarak görüyor mu?
Önemli ikili görüşmelerin ayrıntılarını gazetemizde bulabilirsiniz. Ben daha çok bu toplantının nereden çıktığını, öncesinde neler yaşandığını ve Türkiye’nin konuya bakış açısını sizlerle paylaşacağım. Önce nereden çıktı bu topluluk diyebilirsiniz... Aslında ilk gündeme gelişi 1970’lere dayanıyor:
İlk kez 1970’lerde yine Fransa tarafından gündeme getirildi. Birliğin çekirdek olduğu ancak Avrupa’yı kuşatan ülkelerin de toplulukta yer alması önerisi yapıldı. O zamanki adı SSCB olan Rusya yine davet için düşünülmedi. Gündem ve toplantı yapma isteği genişleme çekincesinden kaynaklanıyordu.
1977 yılında bir kez daha konuşuldu. O dönem 10 aday ülke resmen davet edildi. Türkiye toplantıyı reddetti.
Yıllar sonra toplantı fikri yine Fransa tarafından gündeme getirildi. Sahnede Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron vardı. 9 Mayıs tarihinde öneriyi dile getirirken genişlemeden yola çıktı. Ukrayna’nın üyeliğinin yıllar alabileceğinden hareketle, AB ile aynı değerleri paylaşan ülkeleri, üye olmak yerine “Avrupa Siyasi Topluluğu” çatısı altında buluşturmayı önerdi.