GEORGE Friedman, “Gelecek 100 Yıl - 21.Yüzyıl İçin Öngörüler” kitabında 21. yüzyıl için daha güçlü ve iddialı bazı güçlerin ortaya çıkacağına inandığını söyler. Üç ülke sayar. Japonya, Polonya ve Türkiye... Türkiye için en dikkat çeken gerekçesini ise “Kaoslar ortasında sağlam bir platforma sahip olması” ifadesiyle açıklar.
Bugün çevredeki kaoslara, pandemi ve sonuçları, savaş, dünya ekonomisindeki olumsuzluklar ve kendi ekonomisindeki ağır sorunlar eklenmiş durumda. Tüm bunlara rağmen eğer fırsatlar iyi değerlendirilir, doğru kararlar verilirse Friedman’ın öngörüsü gerçekleşebilir. Bir süre önce Türkiye hakkında sosyal medyada olumsuz değerlendirmeler yapan yabancı ekonomistlerin değişen tavır ve mesajları da buna işaret ediyor. Örneğin, Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF) Başekonomisti Robin Brooks, “Türkiye’nin öneminin artacağı” değerlendirmesinde bulundu.
WASHINGTON TOPLANTILARI
Türkiye yeni bir hikâye yazabilir mi? Kaos fırsata çevrilir mi? Vatandaş haklı olarak, “pahalılık ve geçim derdi” sorununu yaşarken bu iki sorunun yanıtı için ekonomi yönetimi ne yapıyor? Gelelim soruların yanıtlarına... Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin G20 Maliye Bakanları ve Merkez Bankası Başkanları Toplantısı ile uluslararası kuruluşların Bahar Toplantıları’ndaki görüşmelerin perde arkasını merak ettim. Çünkü içeride, hukuktan insan haklarına, ekonomiye kadar atılması gereken adımlar kadar “güven yaratmak, jeopolitik dengeler” de önem taşıyor. Doğru adımlar, güven, istikrar ve yabancı sermaye adeta bir bütün. Gelelim Nureddin Nebati’nin görüşmelerine... Üst düzey kaynaklarla yaptığım görüşmeler çerçevesinde madde madde özetleyeceğim.