Türkiye’nin dış politikasında şu an atmakta olduğu adımları aylar öncesinden yazmıştım. Ankara, 2021 yılının adını “Kuşatmayı Yarma Yılı” olarak koymuştu. Kuşatmanın nedeni aslında 15 Temmuz ve ardından yaşananların Türk dış politikasını da etkilemesiydi. Türkiye; başta Doğu Akdeniz olmak üzere bölgesel çıkarları doğrultusunda Körfez ülkeleri, Yunanistan gibi ülkeler tarafından adeta çevreleme politikasına maruz kalmıştı.
2021 yılından itibaren sorunlu ülkelerle sırasıyla:
Arka kapı diplomasisi yani istihbarat teşkilatları arasında görüşme...
Doğrudan dışişleri bakanlıkları arasında görüşmeler...
Liderler seviyesinde bir araya gelme yöntemi izlendi.
Birleşik Arap Emirlikleri ve İsrail’in ardından üçlü yöntemin işlediği diğer bir ülke ile yani Suudi Arabistan ile de liderler seviyesinde görüşmeye geçildi. Tüm bu süreçlerde:
Pandemi ve dünyada yol açtığı ekonomik sorunlar
Türkiye içindeki ekonomik sorunlar
ABD’nin yeni yönetimi ve ortaya çıkan yeni konjonktür
ABD’nin bölgede İran’a alan açması
Körfez ülkeleri ile Katar arasındaki krizin sona ermesi ve körfez ülkelerinin İsrail ile anlaşmaları
Rusya ve Ukrayna Savaşı’nın da etkisi oldu.
SUUDİ ARABİSTAN İLE İLİŞKİLER
Birkaç yıldır iki ülke arasında en büyük krizin sebebi Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesiydi. Dava dosyasının Suudi Arabistan’a devrinin ardından kriz büyük oranda aşıldı. Şimdi iki ülke daha çok ekonomik ve bölgesel işbirliğine yönelecek.