Kültür travmaları Türkiye'de aşılmamıştır. Aşılmaları bir yana kültür hamleleri farklı ve siyasal tartışmalarla biten sosyolojik dalgalanmalar yaratmıştır. Bunların başında da 'laiklik-dindarlık' çatışması gelir ki, bu zıtlık demokrasiyle ve liberalizmle ilgili içeriklere, uzantılara sahiptir. Almanların Kulturkampf dediği kültür kavgası Tanzimat sonrasının oluşumları içinde Türkiye'de de aynen cereyan etmiştir. Yani, aslında büyük kültürel bölünme 'geleneksellikle-yenilik' arasında cereyan etmektedir. Batıdaki 'moderns-anciens' kavgası Fransa ve İngiltere'deki ölçüsünde değildir Türkiye'de, görünüş olarak, ama kesinlikle aynen yer almıştır ve Kulturkampf'ın içerdiği laik-dindar tartışması da buna tekabül eden ana konumuzdur.
KENDİNE ÖZGÜ KÜLTÜREL KARIŞIM
Türkiye kendi kültür tarihini de popüler kültür tarihini de yeterince irdelemiş bir ülke değil. Kültürle ilgisi olan bir ülke de değil aslında Türkiye. Ama çeşitli kültür akımlarına ve hareketlerine doğal olarak sahip. Ayrıca Tanzimat'tan bu yana hiç tartışılmayacak şekilde en önemli meselesi (bu sözcük 'sorun' anlamında değildir, daha karmaşık bir içeriği vurgulamak içindir) ve 'sorunu' kültürdür. Büyük siyasal hareketlerimiz bile neticede birer kültür hareketidir.