Hasan Bülent Kahraman Sabah Gazetesi

Atatürk’ü yazmak konuşmak...

Yıllar önce şimdi yeni baskısını yapmaya hazırlandığım bir kitap yazdım:Yeni Bir Sosyal Demokrasi İçin. Galiba sol/ sosyal demokratik çevrelerde Kemalizmi sistemik bir analize ilk kez o yapıtta ben tutmuştum. O...

12 Mayıs 2017 | 365 okunma

Yıllar önce şimdi yeni baskısını yapmaya hazırlandığım bir kitap yazdım:
Yeni Bir Sosyal Demokrasi İçin. Galiba sol/ sosyal demokratik çevrelerde Kemalizmi sistemik bir analize ilk kez o yapıtta ben tutmuştum. O tarihte Sosyal Demokrat Halkçı Parti'de ve Kültür Bakanlığı'nda danışmadım.
Kitap Kemalist çevrelerden şiddetli eleştiri aldı. Cumhuriyet gazetesinde köşe yazarı bir profesör hakkımda sayısız yazı yazdı. Görevimden alınmamı /atılmamı istedi.
(Bakan Fikri Sağlar'ın Bakanlık üst düzeyinden o yazara verilen desteğe rağmen direnişindeki onuru asla unutmam.) Yetmedi, gene o sırada genel başkan seçileceği kurultaya sunacağı bildirgesini yazdığımız Murat Karayalçın'a beni aynı nedenlerle şikâyet etmek için başdanışmanına telefon etti. Tam o sırada başdanışmanın yanındaydım. Yani, efendim, uzatmayayım, Atatürk'e Saldırmanın Dayanılmaz Hafifliğikitabının öznesi bendenizim.
O zatı aradım ve Atatürk'e saygı duymak başkadır, bir ideoloji olarak Atatürkçülüğüeleştirmek başkadır dedim. Uzun uzun başka 'söylem kiplerinden' 'büyük anlatıların sonu'ndan söz ettim. Telefonun öteki ucunda mahcup olduğunu seziyordum. Ben Atatürk'e saygı duyan ama sonradan görüşlerimi geliştirip 'bir değil beş türü vardır' dediğim (bu görüşümü de uzun bir makale olarak yazdım) Kemalizmi eleştiren biriydim.
Bütün bunları Kemalizm ve onunla ilişkili olduğu ölçüde Atatürk konusunda nerede durduğumu belirtmek için yazdım.
Yani bir saplantım yok. Tarihe de ideolojilere de kendi materyalist tarih ve toplum anlayışım içinde eleştirel olarak baktım.

***

Atatürk konusunda son günlerde cereyan eden tartışmaları görünce ve Melih Altınok'un yazısını okuyunca bunları belirtmek ihtiyacını duydum. Şundan...
Tarihsel, toplumsal yorum, değerlendirme ve eleştiri bilimsel bir hassasiyeti ve ciddiyeti öncelikle gereksinir. İnsan, eleştirisinde daima özneldir. Bunu artık biliyoruz.
Ama bilimsel eleştirinin öznelliği gayrı ciddiliği, düzeysizliği, mugalatayı barındırmaz.
Ayrı ayrı şeylerdir.
Atatürk kişi olarak eleştirilebilir mi? Biz eleştiriyi kınama, yerme, olumsuzlama olarak alıyoruz. Doğrudur. Öyle bir yanı vardır.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
‘Büyük tıkınma’ ya da edebiyatı edebiyatımsılarla öldürüş 10 Kasım 2018 | 4.038 Okunma Atatürk’ün hayatı: resmiyet, sivillik, bilimsellik... 14 Eylül 2018 | 280 Okunma Şiirlideğnek küçük İskender ve büyük şiiri 20 Temmuz 2018 | 268 Okunma Nazım Hikmet’in Cep Defterleri 08 Haziran 2018 | 356 Okunma 1968’e Türkiye’den bakmak... 11 Mayıs 2018 | 331 Okunma