Trump'ın seçilmesi öyle tek bir yazıyla geçiştirilecek bir 'olay' değil. Bu ilk yazıda üç noktaya bakalım.
***1. Bu köşeyi izleyenler bilir. Hep söylerim. Siyaset sosyolojidir. Gerisi laftır. İdeoloji sosyolojiyle bütünleştiğinde anlam kazanır. Veya ancak sosyolojiyle bütünleşebilen ideoloji mana taşır. Yoksa hayalle uğraşırız.
Böyle değerlendirince iki önemli ve belirleyici faktör öne çıkıyor. Birincisi, ortaya saçılan istatistiklerden belli: 10-30 bin dolar arasında geliri olanlar Clinton'a oy verdi. 30 bin ve üstü gelir dilimindekiler açıkça Trump'a yöneldi.
Başlı başına bir gösterge. Hiç daha öteye gitmeden Trump'un öyle 'garibanlardan' toplumun azınlık kesiminden, yoksullarından ezilmişlerinden oy almadığını, tersine bu kesimlerin bütün bütüne Demokratları desteklediğini söyleyelim.
Ortada sınıfsal bir sonuç var. Bu sonucu Hillary'nin her yola başvurup yok ettiği Bernie Sanders hazırladı. Sanders kaybetti. Ama ABD'ye sınıfsal gerçeğini anımsattı. Hatta unuttukları bu hakikati onlara bir daha öğretti. Sonuç iki tarafı da etkiledi. Az gelirliler ve azınlıklar, ezilmişler sol olduğu kabullenilen Demokratları desteklerken zenginler gidip Trump'a arka çıktılar.
Velhasıl, sonuç evvela sosyolojiktir ve sınıfsaldır. ABD kendi gerçeğine dönmüştür. Orta sınıf yeni bir arayış içinde Trump'a yönelmiştir.
2. Bu haliyle Trump öyle 'başkaldıran kitleler'in Başkanı değil. Tersine, Beyaz, kurulu düzenle uzlaşmış, onu değiştirmek istemeyen, değişmesinden ürken kesimin Başkanıdır. Reagan- Baba Bush- Oğul Bush çizgisinin uzantısıdır. Hatta bu çizgiyi Nixon'a kadar geri götürenler de vardır ki, herhalde doğrudur. 2000'li yıllar ABD'de 1980'lerin 'Yeni Sağ'ını 'küstah sağ'a dönüştürdü. Sandıktan Trump çıktı.
Narsistik bir kültürün, şımarıklığın, had, hudut tanımaz bir para kazanma hırsının hâkim olduğu bir anlayış Trump'ı yükseltti. Dünyanın sağ kulvardaki hızı git gide artıyor. Trump'ın zaferi bu gerçeği somutlaştırıyor. O kadın düşmanlığı, şu bu da dahil olmak üzere, bütün söylemine popülizm, sıradanlık, basitlik hâkim Trump'ın. Ama zaman içinde gösterdiği 'gerileme' bir yana, oğul Bush farklı mıydı? Evet, Baba Bush ile arasındaki farka bakarsanız sağın bu 'gerilemeli yükseliş'ini görebilirsiniz.