Hansel ve Gretel ’in Öteki Öyküsü isimli oyununu gördüm. Oyun böyle bir adla Haluk Bilginer tarafından hem de güzel bir şekilde çevrilmiş ama orijinali, In a Forest, Dark and Deep (Karanlık, Derin Bir Ormanda) adını taşıyor. Doğrusu oyunun aslı bizde oynanandan neredeyse çok farklı diyeceğim. Olabilir. Yönetmen böyle yorumlamış. Ama bence yanlış
11 Kasım 2016
Daha fazla gizlemeden ve daha önce yazıp yazmadığımı hiç düşünmeyip
hiç hatırlamadan şurada belirteyim ve Neil LaBute'u yaşayan en
önemli oyun yazarı olarak gördüğümü belirteyim.
Tamam, Sam Shepard'ı da, yaşlı Tom Stoppard'ı da severim ama onun
yeri başka. O, bildiğim, sevdiğim kötülük edebiyatına yeni boyutlar
getirmiş bir yazardır.
Onunla ilk kez The Shape of the Things oyunuyla tanıştım. Ama,
artık hep öyle oluyor ya, oyun değildi gördüğüm, filmdi. Çok
etkilenmiş, peşine düşmüş ve diğer oyunlarını, filmlerini bulup
okumuş, görmüştüm. Akbank Sanat'ın banisi Hamid Belli Bey oradaki
tiyatro etkinliklerini yenilemek önerisini getirince bu işle
ilgilenmek üzere yönetmen Mehmet Ergen bulunmuştu. Ergen o oyunu
neredeyse dahiyane bir şekilde, binanın bütün katlarını kullanarak
sahnelemişti. Öyle filmiyle falan mukayese edilebilecek bir şey
değildi.
Bu yaz son oyunlarını okudum. İtiraf edeyim ki, Reasons to be
Happy, tamam gene o düğümler, ters taklalar, perendeler var ama,
beni diğer oyunları kadar etkilemedi.
Exhibit 'A"da yer alan oyunlar, monologlar daha bana göreydi.
Bugün Hansel ve Gretel'in Öteki Öyküsü isimli oyununu gördüm, Oyun
böyle bir adla Haluk Bilginer tarafından hem de güzel bir şekilde
çevrilmiş ama orijinali, In a Forest, Dark and Deep (Karanlık,
Derin Bir Ormanda) adını taşıyor.
Doğrusu oyunun aslı bizde oynanandan neredeyse çok farklı
diyeceğim. Olabilir. Yönetmen böyle yorumlamış. Ama işte bence
yanlış. İki kardeşin, katmerli, katmanlı, derin, karanlık
ilişkilerini bir oyunda olduklarını hiç sezdirmeden yaşadıkları,
paylaştıkları metin bizde yer yer bir melodrama, yer yer aşırı
vurgulu bir dramaya, açıkçası tam bir 'oyuna' dönüştürülmüş.
Başka hiçbir şey yapmasanız da Le- Bute'un oyunları zaten size
diken gibi batar, oturduğunuz yerde oturamazsınız.
Gizemler, insanın en ışık sızmayan duygularına dönük vurgulamalar,
onları deşme çabası, çıkar ilişkilerinin öne fırladığı, insanlık
değerlerinin göz ardı edildiği hamleler vardır bu oyunlarda.