Ali Koç, Washington'a, Smithsonian Enstitüsü'nde düzenlenen sergi için yaptığımız ziyarette basına açıklamalarda bulundu. Söylediklerinin üstünde durmak istiyorum.
Neredeyse 20 yılı bulan köşe yazarlığımı izleyenler bilir. Doğrudan kişileri ve açıklamalarını ele alan yazılarımın sayısı beşi-onu bulmaz. Bu yazı onlardan biri.
Koç'un görüşlerini önemsiyorum. İki nedenden ötürü. Birincisi, Koç grubu Türkiye ekonomisinin % 10'unu üretiyor. Bu grubun en tepesindeki kişinin görüşleri bahusus önemlidir. İkincisi, bu grup Türkiye'de spekülasyonlara konu olmuştur. Bunları birinci elden (öznel değerlendirmeleri de işin içine katarak) izlemek ve aktarmak yararlıdır.
***
Koç görüşlerini iki fasılda açıkladı. Bir, serginin açılışında yaptığı konuşmada, iki, basına düzenlediği sohbet toplantısında. İlk konuşmasında hayli bilgece sözler etti. Bunların belkemiğini İslamofobi konusu meydana getiriyordu. Batı'daki İslamofobiyi şiddetle eleştirdi Koç. Sorunun İslam'dan değil onun politik ihtiraslar için kullanılmasından kaynaklandığını vurguladı. Bunun nefreti, ayrışmayı körüklediğini belirtti.
Çözüm çok kültürlülüğün, çoğulculuğun, demokrasinin, kapsayıcılık ve temel insan haklarının tüm toplumlar için tartışmasız değerler olması.
İkinci değerlendirme odağı Türkiye ve bölge. Bu konuda da Koç'un ilginç görüşleri var. Batının OD'yi ve Türkiye'yi anlamadığını, Türkiye'nin hassasiyetlerini kavramadığını belirtiyor.
Bu çok önemli bir görüş. Bugüne değin Türkiye'deki yüksek iş çevrelerinden böyle bir 'okuma' pek görülmedi. Umarız Harvard'dan geldiğini söyleyen Koç ve o aynı günlerde Washington'da bulunan TÜSİAD yetkilileri Amerikalı ilgililere bu dikkati aktarabilmişlerdir.