Şayet adım Amerika ile birlikte atılıyorsa, durup düşünmenin zamanıdır.
Zira, Amerika -Türkiye ilişkilerinde “Kazan kazan” politikası ne yazık ki “Kırmızı Oda” krizinden bu yana işlemiyor.
KIRMIZI ODA’DAN SONRA AMERİKA TÜRKİYE’YE DÜŞMAN OLDU
Hani şu 2013 Mayıs’ında Beyaz Saray’da akşam yemeği yenen kırmızı odadan söz ediyorum.
Başbakan olarak Erdoğan’ın, Dışişleri Bakanı olarak Davutoğlu’nun ve MİT Müsteşarı olarak Fidan’ın katıldığı yemekten söz ediyorum.
O günden sonra Amerika ile Türkiye arasındaki ilişki biçimi, tek taraflı emri vakiler ve dayatmalarla dolu. Hatta daha da ileri gidelim. “One minute” çıkışıyla başlayan ve Kırmızı Oda krizi ile devam eden süreçte, Amerika ve İsrail kanadı Türkiye’yi ve özellikle lideri Erdoğan’ı hedefe koydu. “Erdoğan’ın dünya sistemindeki dönemi bitti algısı”adım adım yürürlüğe kondu.
Nihayetinde 15 Temmuz 2016’da maşa olarak kullanılan FETÖ ile kalkışma ve iç savaş girişiminde bile bulunuldu.
Kırmızı Oda’dan sonra diyorum zira o güne kadar Amerikan politikalarıyla bir nebze uyumlu bir politikamız varken o günden sonra özellikle Suriye konusunda tamamen farklı bir politika gütmeye başladık. Doğrusunu da yaptık.
Çünkü, Amerika’nın “Türkiye’yi kışkırttığını ve bu kışkırtmanın artık sona ermesi gerektiğine” karar verdik.