Fabrika ayarlarına dönmek, belki kurtarmak niyetinde olduğunuzu kurtarabilir ancak onca birikiminizi de yok eder. Öyle değil mi?
Şöyle düşünün. Bir akıllı telefonunuz var. 3 yıldır kullanıyorsunuz. 3 yıl boyunca bir telefon rehberiniz oluştu. Onunla birlikte türlü türlü uygulamaları indirdiniz. Ve telefonunuzun bir hafızası oluştu. Sonra bir sabah uyandığınızda telefonunuzun kilitlendiğini gördünüz. İlk seçenek, “Fabrika ayarlarına dönüş”, sonraki seçenekse biraz zahmetli, biraz meşakkatli.
O an hızlıca karar verip fabrika ayarlarına dönerseniz, ne telefon rehberiniz kalır geride ne 3 yıl boyunca yüklediğiniz ve sıklıkla kullandığınız uygulamalar.
Sıfırlanmış bir cihaz ile baş başa kalırsınız. Sonrası malum. Yeniden rehber edinmek. Arayan numaralara “Özür diliyorum numaran silinmişti de…” diye başlayan cümleler kurmak. Sizin ihtiyacınız olan bütün uygulamaları yeniden indirmek filan… Bir de elbette “Kaybettikleriniz” var!
İkinci ve meşakkatli olan ise, telefonunuzu çalışmaz hale getiren problemi çözmektir. Sıfırlamadan, fabrika ayarlarına dönmeden, telefonunuza musallat olan illetten kurtulmaktır. Dışarıdan telefonunuza bulaşan zararlı virüslerden kurtulmaktır.
Tabii başarabilirseniz. O zaman ne telefon rehberiniz kaybolur, ne sizin için gerekli uygulamalar. Böylece 3 yılın birikimini de kurtarmış olursunuz. Tabii başarabilirseniz.