Adamın elinde kan var. Çıkmış “Bütün demokratik güçler bir araya gelsin” diyor. Adam Kürtçülüğün teorisyenliğini yapmış, faşizmde Mussolini’ye, Hitler’e rahmet okutacak halde. Çıkmış “AKP faşizminden kurtulmak”tan söz ediyor. Adam çıkmış, dağdan Türkiye’ye Türkiyelilere Türk milletine parmak sallıyor. Elindeki kanı unuttuğumuzu sanıp, “demokrasi” havariliğine soyunmuş, 50 bin ölümün üzerine..!
ZEHİRİ DOKUNULMAZLIK ZIRHI İLE TAŞIYANLAR
Bu milletin gençlerini dağa kaldırıyorlar. Dağa kaldıramadıklarını düşman belliyorlar. Düşmanlaştırdıklarını zehirliyorlar. Zehir tacirliği yapıyorlar. Milletvekilliği dokunulmazlığının arkasına sığınıp araçlarında “zehir” taşıyorlar. Kaçak taşıyorlar. Terörist taşıyorlar. Silah taşıyorlar. Sonra çıkıp hem de milletin meclisinden millete ve temsilcilerine parmak sallıyorlar.
“Acil çağrı” başlığıyla parti resmi sosyal medya hesabından “kışkırtıcılık” yapıyorlar. Sokaklara militanlarını döküyorlar. O militanlar kan döküyor, insan öldürüyor. İnsan yakıyor. İnsan katlediyor. O kışkırtıcıya, azmettiriciye o çağrının hesabı sorulduğunda “mağdur” kisvesiyle mazlumu oynuyorlar.
‘HALKIMIZ’ DEDİKLERİ KÜRTLERİ TEHDİT EDİYORLAR
“Demokratik halk hareketi” gibi afilli sloganlarla, “Demokratik halk devrimi” gibi radikal söylemlerle sözüm ona “halkımız” dediklerini ideolojileriyle zehirliyorlar. Karşı çıkan, direnen, söz söyleyen başka bir yol seçenlere göz dağı veriyorlar. “Halkım” dediğine, kürsüden, “O keleşi size doğrultmasını iyi biliriz” diyerek tehdit ediyorlar. Sonra da “Halk kahramanı” edasıyla fink atıyorlar.