Suriyeli geçici koruma altındaki insanların uyumla ilgili sorunlarının başında Suriye’deki yaşamlarının bir benzerini burada da devam ettirme arzuları. O zaman vatandaşlarımızla aralarında kısmi sorunlar yaşanıyor. Birçok örneği var.
Sorunun yaşandığı anlarda araya devletin ve kurumlarının girmesi gerekiyor. Sokaklardaki bir takım hadiselerin yaşanmasının temel nedeni bu. Örneğin, kaldırımlarda büyük gruplar halinde ayakta dikilip yemek yiyorlar, sohbet ediyorlar. Oradan geçmek isteyenler zorluk çekiyor. Bunun vuzuha kavuşturulması o kadar da güç olmasa gerek. Ama ne polis ne zabıta bu işlerde görülmüyor. İlla bir kavga illa bir adli vaka olması gerekiyor ki müdahale edilsin.
Yine, örneğin bir sıkışık caddede çift sıra park edip çekip giden onlarca Suriyeli gördüm. Trafik kilitlenmiş, millet burnundan solumuş umurlarında değil. İşte böyle bir durumda, idare tıpkı kendi vatandaşına uyguladığı kuralları onlara da uyguladığında sorunların çoğunu aşmış oluruz.
DÜZENLİ GÖÇ ZENGİNLİK, DÜZENSİZ GÖÇ SORUN
Başından bu yana söylüyoruz. Düzenli göç, zenginlik demektir. Ama düzensiz göç, sorun!
Sorunları en aza indirebilmenin en kolay yolu da idarenin hiç olmazsa Kabahatler Kanunu gibi basit uygulamaları Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına uyguladığı gibi onlara da uygulaması yeterli olacaktır.
Tabii bu kadar büyük bir kitlenin sevk ve idaresi… Aynı zamanda entegrasyonu için daha önce de defalarca yaptığımız öneriyi tekrarlayalım. Türkiye’nin bir Göç Bakanlığı’na ihtiyacı vardır.
Sadece Suriyeliler değil, Irak, Mısır, Libya, Pakistan, Afganistan gibi ülkelerden gelen yüzbinlerce düzensiz göçmenin durumuyla hemhâl olunmalıdır. Göç İdaresi Başkanlığı’nın çalışmalarını yakından takip ediyoruz. Ama işin bir şekliyle sosyolojiye bırakıldığı gerçeğini de görüyoruz. Bu yüzden toplum yoruluyor. Bu yorgunluk kimi siyasiler tarafından kaşınıyor!
SURİYELİLERİ TÜRKİYE’YE SÜRMESELERDİ PYD/PKK’YA BU KADAR ALAN AÇILIR MIYDI?