2022’nin ilk gününde 16 yıllık berberime gittim. Öğleden sonra saat 15.00’te buluştuk. Kuaför salonu boştu. Ortalık tenhaydı. Tepecik yolu her günkünden daha sakindi.
Berber koltuğuna oturduğumda, mutat üzere, hal hatır sorduk. İlk kez biraz sitem, biraz öfke ile söze girdi, “Yetişemiyorum. Yoruluyorum. Haksızlığa tahammül edemiyorum” diye başladı. Fahiş fiyatlardan yakındı. Çocukların eğitim masraflarının arttığını söyledi. Sonra da, “Aracımı 10 yıldır zaman zaman park ettiğim yerden çektiler” dedi. “Niye çektiniz diye sorduğumda, ‘Giysi kutusunun yanına park ettiğin için’ diye cevap verdiler. Aslında boş olduğunda hep oraya park ediyordum. Hiç çekilmiyordu. Şimdi ne değişti de çektiler” diye sordu. “Aracın muayenesini de yaptırmayacağım, sigortasını da… Cezaları da ödemeyeceğim. Ne olacaksa olsun artık” diye saydırmaya devam etti.
“Sen iyi bir vatandaşsın. Öfkelenme” diyecek oldum. Bana da...