Kamuoyunda Büyükada davası olarak bilinen davanın ilk duruşmasında tutuklu sanıklar hakkında tahliye kararı çıktı. Almanlar sevindi. Avrupa Birliği sevindi. Bir de içimizdeki bazıları onlardan daha çok sevindi. Sevinç çığlıkları twitter’dan taştı!
Bu konuya açıkçası bu köşede çok da yer vermemiştim. Ancak “tahliye kararı” gecesi yakından da tanıdığım bir takım arkadaşların, “Şimdi ne olacak? Hani büyük balıktı? Mahalle medyası çuvalladı. İnsan hakları savunucuları ve aktivistlere yöneltilen suçlamalar boş çıktı” minvalinde sayısız tiwit attığını görünce yazmadan edemedim.
Baştan belirtelim. Masumiyet karinesi herkes için geçerlidir; nokta. Adamlar sadece tahliye edildi, beraat eden yok; nokta. Bazıları için sınır dışı yasağı kondu bunu da atlamayalım, nokta.
İÇİMİZDEKİ APARATLARI AYIKLAMAK KOLAY DEĞİL
Devam edelim. Türkiye amansız bir mücadelenin içinde. Bu mücadelenin en önemli ayaklarından biri de etki ajanlarıyla olan kısım. İçimizdeki aparatların büyük bir kısmı bunlardan oluşuyor.
Kamuoyu yapıcıları, kitlesel eylemleri organize edebilen sivil toplum kuruluşu içine sızmış kimi isimlerin neler yapabildiğini yeniden yazacak değilim.