Mahkeme salonunda beton zemine düştüğünde bedeni, henüz yaşıyordu. Fakat orada o salonda ölmesi için beklettiler dakikalarca. Öldü Mursi. Şehit oldu. Gitti. Terki dünya etti. Geride bir onur, bir dava bir muştu bırakarak.
Arap baharı Tunus’ta başladığında “Kuzey Afrika’yı yakıp kavuracak sonra Arap Yarımadası’na ateş düşürecek” dense kimseler inanmazdı. Ama öyle oldu. Arap sokağı demokrasi özlemiyle yanıp tutuşanlarla dolup taşınca, sözüm ona “Demokrasinin beşiği” batı harekete geçti. Demokratik taleplerle sokağa çıkan Arap çocukları batının kuklaları tarafından boğulup atıldı.
Gannuşi’nin tehlikeyi sezmesiyle kısmen durdurulabilen Tunus yangının aksine Libya yandı, Mısır yandı, Yemen yandı, Suriye yandı.
2013’te Adaviye Meydanı’nı boğan Tahrircilerin Türkiye uzantısı Gezi provokasyonunu bahane ederek “Türk baharı”ndan bile söz etti.
Arap baharı döndü dolaştı, İran’ın kapısına Acem sonbaharı olarak dayandı. Türkiye’ye Gezi ve çukur siyasetiyle ağır bedeller ödetti.