Zeytin Dalı Harekatı planlandığı şekliyle sürüyor. Operasyonun yavaş ilerlediğine ilişkin eleştirileri hiç hesaba katmıyoruz. Zira Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) hem Mehmetçik’in hem sahadaki sivillerin can güvenliğini birinci öncelik kabul ediyor. Büyük ihtimam gösteriyor.
Zeytin Dalı Harekatı, adım adım ilerlerken, Afrin ayağının sadece bir aşama olduğu artık aşikar. Türkiye en üst düzeyde tüm dünyaya, “Akdeniz’den Irak sınırına” kadar tüm Suriye sınırı boyunca terör örgütlerine yönelik müdahalenin devam edeceğini açıkladı.
Terörle mücadelenin bu safhasında, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçtiğimiz gün çok önemli bir açıklaması daha oldu. O açıklamada, dedi ki, “Bu harekat sınır güvenliğimiz kadar bin yıllık komşuluğumuzun da gereğidir. Ülkemizde kamplarda, konteyner kentlerde kalan 3.5 milyon misafir ilelebet buralarda kalmayacak elbet. Bu insanlar evlerine dönene kadar mücadelemiz sürecek.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “3.5 milyon misafir ilelebet burada kalmayacak” cümlesinin sadece dışarıya yönelik bir söylem olmadığını düşünüyorum. Zira, Suriye’den gelen milyonlarca insanın Türkiye sosyolojisine ağır faturaları var. Ve o faturayı mahallede, sokakta, semtte Suriyelilerle iç içe yaşayan millet ödüyor!
GELENE “NİYE GELDİN” DEMEDİK
Bazı şehirlerimizde, sosyolojimiz değişti. Tabelalarımız değişti. Ağız tadımız, konuşma biçimimiz, yürüyüşümüz değişti! Apartman yaşamımız değişti. Ev halimiz değişti. Dilimiz değişti!