Ermeni sorunlarını tartışacaksak iki noktayı kabul edip
tartışmaya öyle başlamalıyız:
1. Sebayı Sadıka yani Ermeniler Osmanlı İmparatorluğu’na karşı
ayaklanmışlardır.
2. Devlet de bu ayaklanmayı bastırmak için tehcir dahil her türlü
tedbiri almıştır.
Tehcir insanları yerinden yurdundan alıp, başka yerlere sürmektir. Tabii bu arada facialar da olmuştur.
Her ne kadar kâğıt üzerinde yapmayın, etmeyin diye yazılmışsa da
gerçek öyle değildir.
Elbette Osmanlı Devleti, kendisini korumak için, “Büyük Ermeni
Devleti”ni kurmak için ayaklananları bastırarak, Ermenileri tehcire
yollayarak bir facianın uygulayıcısı olmuştur.
Tehcirin ne kabul edilir bir yanı ne de reddedilecek bir yanı
vardır.
Tıpkı Ermeni komitelerinin isyan için ayaklandıkları gibi...
Taşnak ve Hınçak komiteleri diye...
***
Bekledikleri gün gelir; Osmanlı Devleti 1 Kasım 1914’te Almanlarla
birlikte Birinci Cihan Savaşı’na girer.
Osmanlı Devleti bunu bildiği için Erzurum’da Taşnak komitesi
yöneticileriyle de toplantı yapmış, onları uyarmış, adeta yapmayın,
etmeyin, halkı kışkırtmayın demiştir.
Taşnaklar sadık birer Osmanlı vatandaşı olarak bir savaşta yer
alacaklarını bildirmişleridir.